ZIKKIMIN KÖKÜ

5-6 kişinin bir odada yaşadığı tek gözlü evlerden, karı-koca iki kişinin yaşadığı 5+1 evlere…

300 metrekareye, 350 metrekareye anca sığar olmuşuz.

Çok çalışkan bir milletiz ya, evimizde de bir çalışma odası olmalı.

Güzelce donatmalı; Ofisimizden farkı olmamalı.

Bir sinema odası da bize yakışmaz mı?

Çok okurmuşuz gibi, koca bir de kütüphane…

**

Yaz ayları gideceğimiz bir yazlığımız olmalı.

Yazlığa gidemediğimiz zamanlar için bir de bağ evi…

Yaşlılık döneminde bir kira gelirimiz olmasın mı?

Karı koca olarak düşünürsek, en azından ikişer kiralık mülk. Hele bir de dükkan olursa…

**

Çocuklar büyüdü, onlara da birer ev yapmalı.

Telefonumuz 10’da kaldı. 12’si çıkmışken olacak iş mi bu?

Arabadaki kriterimiz de belli;

Yaşı küçük, modelindeki rakamlar büyük olmalı…

Tatilde de “Her Şey Dahil” kesmiyor artık;  Ultra’sına, Executive’ine bakmalı…

**

Doymuyoruz, doymuyoruz…

Sistem, hep daha fazlasını istetiyor bize.

Bizim de canımıza minnet…

İstiyoruz;  Almak için kimimiz sağlığını, kimimiz ailesini, kimimiz şerefini feda ediyor…

Konuşuyoruz ya, 5-6 maaşlı bürokratları, rant için her şeyi yıkan müteahhitleri…

Dışarıdan gelmediler, bir zamanlar aramızdaydılar.

Hatta onlardan daha çok var çevremizde…

**

Bakın bir;

Kavşakta bekleyen araçlara yandan kaynayıp, öne geçen uyanıklara…

Zora düşmüş kişinin malını ucuza kapatmayı, ticari zeka olarak adlandıranlara…

Sırf biraz daha fazla kazanmak için süte su, üretime hile katanlara…

Fırsatı bulup parlayanları fark ediyoruz sadece.

**

Marmara Denizi’ndeki musilaj olayına rağmen, hala atıklarını arıtmadan denize veriyor firmalar.

Yüzlercesine cezalar kesilmiş. Ama yetmiyor. Baş etmek mümkün değil.

Daha çok kazanmak için devam ediyorlar kirletmeye.

Küçükçekmece’de ölen balıklar, “Bu sene balık daha da pahalanır” düşüncesinden öte bir şey ifade etmiyor, onlar için.

Gerçi, çok şükür kazanıyorlar. Parasını verir, alırlar yani.

**

Ne zaman anlayacaklar, bir gün paranın yaşamak için  yetmeyeceğini?

Yedi göbeğine yetecek kadar kazandığı paranın, bir gün bir bardak temiz su kadar değerinin olmayacağını?

Anlamayacaklar…

Anlayamayacağız…

Her şeye sahip olmaya o kadar odaklanmışız ki.

**

Bu isteğin sınırı da yok üstelik.

Her elde ettiğimizin ardından, yeni hedefimizi belirliyoruz zaman kaybetmeden

 “Her şey benim olmalı”

Sahibi olmadığımız, bir tek zıkkım ve kökü kalmış.

Onun için de çok beklemeyeceğiz, bu gidişata göre...