YETMİŞ İKİ…

Hayat tesadüflerden örülürdür demişti bir şair dizlerinde…
Gerçekten de öyle olabilir mi?
Mesela Gaziantep FK’ya bakalım.
3-4 maçtır (Sivas maçını saymazsak) 72’nci dakikalara kadar oyun olarak da skor olarak da önde girdiği maçları ya berabere bitirdi ya mağlup oldu…
Aslında bu bir tesadüf değil bu tamamen takımın kondisyonu, oyun planı ve futbolcuların konsantrasyonları ile ilgili.
Dün gece gene 72’nci dakikaya kadar önde götürdüğü maçı mağlup bitirdi…
Sör Mauris Sumudica’ya sorsan tesadüf der ama değil işte…
Bu arada kendisi tam bir Gaziantepli oldu(!).
Buradan ev almak istiyor, Türk pasaportu istiyor, nohut dürümüne bayılıp, kavurmayı açık ekmekle seviyor.
Hani biraz daha ileri gidip, biber ayıklayıp salça çıkaracak, balcan oyup kurutmalık yapacak, nisan ayında peynir basıp soğuk hava deposuna gönderecek…!!!!
Zaten pazarları batırma ekmek yapıp kaymak batırıyordur, buna şüphemiz yok.
Bu kadar Gaziantepli olmuşken bir tek takıma bir çare bulamaması da ilginç.
Son 5-6 maçta 13-14 puan kaybettik ama olsun kendisi Gaziantep’i çok SEVİYOR.
İlk geldiğinde el kızı gibi “5 haftada sıfır” puan deyip dururken şimdilerde gözünü düşmemeye dikmiş ama olsun kendisi Gaziantep’i çok SEVİYOR.
İstediği transferleri yaptırıyor ama takım neredeyse beraberlik FK oldu ve bu puanla düşmenin ilk adayları arasındayız lakin kendisi Gaziantep’i çok SEVİYOR…
Keşke bizi değil de futbolu çok sevse de Takım zirveye oynasa diye de düşünmeden edemiyor insan.
Yoksa hazır federasyon başkanı Gaziantepli(!) iken ve bizi çok kolluyorken (!) söylesek de maçlar 71 dakika mı oynansa…!!!!
Neyse hocamız bizi çok SEVİYOR..
Düşsek ne olur ki? Çok çok alır tazminatını gider memleketine. Biraz da orayı sever.!!!!!