Ülkemizin önde gelenleri…
Siyasetçileri, sanayicileri, akademisyenleri, hukukçuları, okumuşları okumamış cahilleri…
Klişeleşmiş sözlerden, klişeleşmiş icraatlardan şunu yaptık bunu yapacağınız söylemlerinden gına geldik.
Yeter!
Şu anda ülkenin en büyük ve de ivedilikle çözülmesi gereken sorunu, meselesi göz ardı ediliyor desek yanlış olur, edilmiyor da; gerektiği gibi önemsenmiyor.
Halen yok anayasa, yok babayasa deniyor. Bir araya gelinerek bir an evvel çözülmüyor. Havanda su dövmeye devem ediliyor; herkes kendi bildiğini okuyor…
Siyasi partilerimiz kendi içlerinde savaşıp duruyorlar. Birinin beyaz dediğine ki, beyaz olduğunu kendileri de biliyor olmalarına rağmen sırf muhalefet olsun diye yok bu mavi, kırmız, yeşil diyor.
Olan bigünah insanlarımıza oluyor, ocaklara düşen ateş yakıp kavuruyor!
Ülkelerin bir milli birliktelikleri olur… Siyasi çıkarlardan, şahsi kaprislerden dolayı ülkemizde bu hissiyatta kalmadı.
Baş muhalefet kanadında…
Söylemler aynı. Değişik hiçbir kelam yok. İnsanlar kendilerini galeyana getirecek liderler, onların ağızlarından çıkacak değişik kelamlar bekliyor.
Bir diğerinde bitmeyen bir koltuk kavgası, almış başını gidiyor. Kendi yanlışlarına bakmadan diğer partilere iftira atmak şuna yandaşlık yapıyor, şuna payandalık yapıyor demeler…
Bir diğeri yüzeysel üzüntülerini beyan ederken suçlanması gerekenleri adını ağzına almıyor, alamıyor!
Yeter beyler…
Bu belanın tek çözümü birliktelik…
Beraberlik…
Bu işin başka yolu yok!
Anayasayı babayasayı sonra yapın, dibine mi yandı?
Yok başkanlıktı, yok parlamenter sistemdi bunları sonra tartışı…
Dokunulmazlık parlamento muzun kaynayan yarası. Varsa babayiğitlik. Tek oturumda tüm dokunulmazlıkları sıfırlayın.
Ama önce kan gölüne dönen, yalnızlığa itilen vatanı kurtarmaya bakın…
Sizin için önem taşıyan diğer meseleler nasıl olsa bir şekilde haledilir…