Ben bu işi sevdim.. Bir kıssadan yola çıkıp hem kıssa'yı hatırlatmak, ders çıkartmak hem de köşe yazıma ilham alarak yazmak.
"Babası oğlunun yaptıklarına karşı ders ve terbiye verirken eleştirip "Sen Adam Olmazsın" ifadesini çokça kullanırmış. Gel zaman -git zaman çocuk yaş almış, eğitim yapmış ve Valilik makamına oturmuş. İçinde, uhdesinde kalan, Babasının sözüne karşı kendini gösterecek ya.. Babasının evine adamlarını göndermiş, makama getirtmiş. Sen bana Adam olamazsın diyordun. Bak baba Vali oldum, senin sözün boşunaymış. Babanın yanıtı, Oğlum ben sana Vali olamazsın demedim ki, ADAM OLAMAZSIN dedim."
Oğlan bundan ders almış mı bilmem, ama bana göre Vali olmuş...Bazılarının makam sahibi olmakla ,Adam olmak arasında ki farkı anlayamadığı gibi.
İnsan olmak, görev adamı olmakla bir değil. Hele hele Adam olmak Makam sahibi olmakla hiçte bir değil.Koltuğa oturanların gerçekten liyakat sahibi olarak o koltuğun görev gereğini, insanlık değerleri ile birleştirecek nitelikte olması çok önemli.Toplumun farklı beklentilerini ve insan doğasının bu beklentileri yanıtlayabilme becerisinin tek başına yetersiz olduğu nedenle, yetkinin tek adama verildiğinde sonucunu yaşayan bir toplumuz.Yetkinin tek adama verilmemesi, ortak aklı ve başarıyı getirecektir.Ekip çalışmasına inanarak ortak aklın yürütme Koordinatörü olmak, ne oldum delisi olmamak Makamıda, koltuktakini de güçlü kılar.Kişilerin ve Kurum, kuruluşlarında saygınlığını, hizmetinde olabildiğince iyi ve kusursuzluğunu sağlar.Buna katılımcı Demokrasi de diyebiliriz.Bu aynı zamanda "Toplam Kaliteyi de" getirecektir. Toplumda Herkesi memnun etmek tabiki mümkün değildir. Ancak Evrensel Değerlerle kanıtlanmış kurallarla yaşandığında herkes hem kendini eğitip, hem sınırlarının bittiği yerde bir başkasının sınırı olduğunu bilerek yaşayacaktır.Bunada Demokrasinin kişi hak ve Özgürlükleri diyebiliriz.
Neleri mi gördünde sözü buraya getirdin derseniz, Düğmesiz Cübbesine neredeyse fermuar dikilmiş gibi kapatanlar, hak etmedikleri makam, rütbe için el pençe divan duranlar, haktan hukuktan bahsedip halkın büyük çoğunluğu sefalet ve açlık içinde iken kendileri Din,İman bezirganlığı yapanlar, 3-5 yerden maaş alanlar, Ülke yer altı, yer üstü kaynaklarını hizmet ettiklerine peşkeş çeken Eş Başkan makamındakiler, Vatandaşının geleceğini ipotekleyen velhasıl ADAM OLAMAMIŞLAR ..derim.
KİMSE KİM.. Bilmece değil.Kafanızı kaldırıp bakmayın, görün artık derim. O ve Onlar da tam da Sizin tanıdığınız...
Yük.İnş.Müh.M.Sait KÖSE
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sait Köse
ADAM OLMAK..
Ben bu işi sevdim.. Bir kıssadan yola çıkıp hem kıssa'yı hatırlatmak, ders çıkartmak hem de köşe yazıma ilham alarak yazmak.
"Babası oğlunun yaptıklarına karşı ders ve terbiye verirken eleştirip "Sen Adam Olmazsın" ifadesini çokça kullanırmış. Gel zaman -git zaman çocuk yaş almış, eğitim yapmış ve Valilik makamına oturmuş. İçinde, uhdesinde kalan, Babasının sözüne karşı kendini gösterecek ya.. Babasının evine adamlarını göndermiş, makama getirtmiş. Sen bana Adam olamazsın diyordun. Bak baba Vali oldum, senin sözün boşunaymış. Babanın yanıtı, Oğlum ben sana Vali olamazsın demedim ki, ADAM OLAMAZSIN dedim."
Oğlan bundan ders almış mı bilmem, ama bana göre Vali olmuş...Bazılarının makam sahibi olmakla ,Adam olmak arasında ki farkı anlayamadığı gibi.
İnsan olmak, görev adamı olmakla bir değil. Hele hele Adam olmak Makam sahibi olmakla hiçte bir değil.Koltuğa oturanların gerçekten liyakat sahibi olarak o koltuğun görev gereğini, insanlık değerleri ile birleştirecek nitelikte olması çok önemli.Toplumun farklı beklentilerini ve insan doğasının bu beklentileri yanıtlayabilme becerisinin tek başına yetersiz olduğu nedenle, yetkinin tek adama verildiğinde sonucunu yaşayan bir toplumuz.Yetkinin tek adama verilmemesi, ortak aklı ve başarıyı getirecektir.Ekip çalışmasına inanarak ortak aklın yürütme Koordinatörü olmak, ne oldum delisi olmamak Makamıda, koltuktakini de güçlü kılar.Kişilerin ve Kurum, kuruluşlarında saygınlığını, hizmetinde olabildiğince iyi ve kusursuzluğunu sağlar.Buna katılımcı Demokrasi de diyebiliriz.Bu aynı zamanda "Toplam Kaliteyi de" getirecektir. Toplumda Herkesi memnun etmek tabiki mümkün değildir. Ancak Evrensel Değerlerle kanıtlanmış kurallarla yaşandığında herkes hem kendini eğitip, hem sınırlarının bittiği yerde bir başkasının sınırı olduğunu bilerek yaşayacaktır.Bunada Demokrasinin kişi hak ve Özgürlükleri diyebiliriz.
Neleri mi gördünde sözü buraya getirdin derseniz, Düğmesiz Cübbesine neredeyse fermuar dikilmiş gibi kapatanlar, hak etmedikleri makam, rütbe için el pençe divan duranlar, haktan hukuktan bahsedip halkın büyük çoğunluğu sefalet ve açlık içinde iken kendileri Din,İman bezirganlığı yapanlar, 3-5 yerden maaş alanlar, Ülke yer altı, yer üstü kaynaklarını hizmet ettiklerine peşkeş çeken Eş Başkan makamındakiler, Vatandaşının geleceğini ipotekleyen velhasıl ADAM OLAMAMIŞLAR ..derim.
KİMSE KİM.. Bilmece değil.Kafanızı kaldırıp bakmayın, görün artık derim. O ve Onlar da tam da Sizin tanıdığınız...
Yük.İnş.Müh.M.Sait KÖSE