Bulut Bilişim ve Veri Depolama Sistemlerindeki Gelişim
Bulut bilişim sistemleri ve veri depolama sistemleri birbirine paralel şekilde gelişen iki teknolojidir. Hem işletmelerin hem bireylerin kaynaklara ulaşım şekli bulut kaynaklı depolama sistemleriyle birlikte, oldukça değişmiştir. Bulut teknolojileri dijital dönüşüme yön veren teknolojilerden biri haline gelmiştir gibi yenilikçi casino siteleri de sistemleri için son teknolojilerden faydalanır.
Bulut Sistemlerin Kısa Tarihi
Bu bilişim sistemlerinin kökeni, bilgi işlem sistemleri gibi hizmet olarak sunulabilir, fikrini ilk ortaya atanlardan olan John McCarthy’e kadar gidebilir. Ancak modern anlamda bulut bilişim sistemlerine bakacak olursak 2000’li yılların başında gerçek anlamda hız kazandığını görüyoruz. 2006 yılında Amazon Web Services yani kısaltılmış adıyla AWS ilk bulut hizmetlerini sunmaya başladı. 2008’de Google App Engine ve 2010’da Microsoft Azure şirketleri de bulut bilişim hizmetlerini sunmaya başladılar. Özellikle Microsoft, Amazon gibi devlerin bu alandaki hizmetleri sistemi çok daha yaygın hale getirdi.
Bulut Bilişim Hakkında Bilinmesi Gerekenler
En basit anlamıyla bulut bilişim internet üzerinden sunulan bilgi işlem faaliyetlerinin genel adıdır. Bu teknolojiler sayesinde şirketlerin pahalı donanımlara yazılımlara doğrudan yatırım yapması gerekmez. Bulut bilişim sistemleri sayesinde uzaktan kiralayabilir ve kullandığı kadar ödeyebilir. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için yatırım maliyetlerinin oldukça azalması sağlanır.
Bu teknolojinin en büyük artılarından biri de kolay ölçeklenebilmesi olur. İhtiyaçları artan şirketler birçok servis sağlayıcısında yalnızca tek tık ile paketlerini yükseltebilir ve daha fazla kaynağa erişebilir. Tabii ki ihtiyaçları azalan şirketler için de tam tersi geçerlidir. Sezonluk dalgalanmalara sahip şirketler için de bu ölçeklenebilirlik avantajı çok önemlidir. Aynı zamanda cloud sistemlerin en önemli artılarından bir diğeri de hangi cihazda olursanız olun internet bağlantısı olan herhangi bir yerden verilerinize ulaşma şansınız bulunur. Cloud teknolojileri uzaktan çalışma da denilen remote iş imkanlarının artışının önemli sebeplerinden biridir. İş süreçleri de daha verimli hale gelmiş olur.
Veri Depolama Teknolojileri Nasıl İlerliyor?
Veri depolama sistemleri yeni nesil teknolojilerin ortaya çıkışıyla hız konusunda büyük ilerleme kaydetmiştir. Eski tip sabit disklerin yerini alan SSD’ler çok hızlı veri yazıp okuyabiliyorlar. Özellikle büyük çaplı uygulamaların çok daha hızlı cevap vermesini sağlayabilir. Nesne tabanlı depolama ise büyük veri setlerini yönetmek için daha esnek bir çözüm sunar. Aynın zamanda ölçeklenebilirlik avantajı da vardır.
Teknolojideki son trendler ise blok zinciri tabanlı depolama çözümleridir. Merkezi olmayan, şeffaf bir veri depolama imkanı vardır. Tek merkez sunucuya olan bağlılık ortadan kaldırılır. Veri güvenliğinin sağlanması için önemli bir adımdır. Sistemler üçe bölünüyor. Hizmet olarak altyapı, sanal sunucular, depolama ve ağ kaynakları içerir. Hizmet olarak platform ve yazılım da, yurtdışında PaaS ve SaaS olarak bilinen grupları açıklar.
Gizlilik ve Güvenlik Açısından Cloud Veri Depolama
Bulut teknolojilerinin artışından bahsetmiş olsak da bu durumun yarattığı potansiyel olumsuz etkiler üzerinde henüz durmadık. Veri sızıntısı ya da siber saldırı tehditleri bu sistemler için tehlike yaratabilir. Özellikle büyük şirketlerin veri sızıntısı riskini almamak istemelerini normal bulabiliriz. Kaliteli bulut bilişim sistemlerinde veriler ise, hem iletişim hem de depolanırken şifrelenir. Diğer güvenlik açıklarına yakalanmamak için çoklu kimlik doğrulama yöntemlerinden de faydalanır. Özellikle startup Avrupa’da ise, cloud sistemler kullanmak isteyen şirketler için GDPR uyumluluğu şirketlerin uyması gereken kurallar dahilinde olduğu için, zorluk da oluşturabilir.
Gelecekteki Trendler Nelerdir?
Depolama konusundaki trendler tek başına bir anlam ifade etmeyebilir ama hem yapay zeka hem de IoT cihazların geleceği de veri depolama trendleriyle çok ilgilidir. Çünkü bu sistemler çok fazla veri içerir ve depolama kapasitelerinin artması, sistemlerin daha hızlı ve kolay gelişebilmesiyle doğrudan ilgilidir. Öte yandan kuantum bilişim alanı da birçok hesaplamanın gelecekte çok daha hızlı yapılabileceğini ve şu an mümkün olmayan karmaşık hesapların da yapılabilir hale geleceğini söylüyor.
Şifreleme teknolojilerini kökten değiştirebilecek kuantum bilişim sistemleri büyük veri analitiği konusunda devrim niteliğinde gelişmeler yaratabilir. Bu trendler hem veri ihtiyacının arttığı hem de işlenmesinin önemini katladığı bir geleceği ifade ediyor. Trendlere bakınca birçok farklı sektörde de öne çıkan “yeşil” enerjinin veri merkezleri alanında da karşımıza çıktığını görüyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla işleyen ve sürdürülebilir veri merkezleri cloud teknolojilerinin geleceğini şekillendirebilir. Bu sayede karşımıza çok daha masrafsız yeşil veri merkezleri çıkar. Bulut sistemler içinde bir trend de hibrit cloud sistemler olarak karşımıza çıkar. Bu sistemlerde özel ve herkese açık cloud kaynakları bir arada kullanılır. Bu sayede şirket gizliliği içeren bilgiler şirketin dışına çıkmaz. Diğer konularda da bulut teknolojilerinin getirdiği ölçeklendirme ve fiyat avantajlarından yararlanabilirsiniz.
Bulut Bilişimin Etkileri
İş dünyasını kökten değiştiren bu sistem sayesinde doğrudan verilerimize her yerden ulaşabilme imkanının, iş hayatındaki ilerlemeyi daha farklı hale getirildiği kesin. Teknolojik gelişmelerin vadettiği daha akıllı, daha verimli ve daha kolay bağlantıda olacak bir dünya, cloud teknolojileri sayesinde mümkün hale geliyor. Aynı zamanda cloud teknolojileri spesifik olarak bazı sektörlerde çok daha dönüştürücü etki yaratmıştır. Sağlık ve finans bu sektörlerin başında gelir. E-nabız gibi online sağlık kayıtları ve genomik araştırmalar, bulut teknolojilerinden faydalanır.
Finans alanında da risk analizleri ve müşteri hizmetleri için cloud hizmetleri önemlidir. Endüstri 4.0 ve akıllı fabrikalar, bulut tabanlı IoT platformları ve hizmetleri kullanır. Eğitim alanında ise uzaktan eğitim platformları bu sistemle çalışır. İşletmelerin bu teknolojik dönüşüme ayak uydurmak için stratejilerini gözden geçirmeleri gerekir. Yeni stratejiler geliştirerek duruma adapte olmak şirketlerin uzun vadedeki performanslarını olumlu etkileyecektir.