Ülkemizin göz ardı edilmemesi gereken bir gerçeği var!
Bu…
“CAMİ NE KADAR BÜYÜK OLURSA OLSUN, HOCA EFENDİ BİDİĞİNİ OKUR - ya da fetvasını işine geldiği yönde verir. Ya da…-
Hoca efendi, eğer bildiğini okursa yapacak bir şey yok, bildiği bu kadar denir. Birde işine geldiğini okuması vardır ki, bu fetvanın ucu açık demektir!
Ülkemizde asgari ücret mevhumu tesis edildiğinden bu yana bu hep böyle olmuştur ve de devam edecek gibi.
Hep hoca efendiler bildiklerini okumuşlardır.
Ve bütün dönemlerde de bildiklerinden bir parmak şaşmamışlar, bir adım ileri gitmemişler, gidememişlerdir!
6 Aralık 18 de…
Bildiğim kadarıyla – yanlış biliyorum da olabilir - altı milyon asgari ücretle çalışan insanın(!) ve bunların, yedirip içirip yaşamalarını sağladıklarıyla beraber yirmi milyona civarında ASGARİ ÜCRETLİ mahkûmunun 1019 yılı yaşam standartlarını belirleyecek (AÜTK) açılımı, Asgari Ücret Tespit Komisyonun toplanacak!
Asgari ücretlinin beklentisi – adı üstünde en düşük – 2019 yılı için en düşük rakamın 2250-2500 TL olması…
Karşı takımın ancak bu olur, daha fazlası olmaz diyeceği rakam – kanımca – 1700-1800 TL gibi…
Dikkat ediliyorsa arada uçurumlar var.
Ama ne yazık ki, yapacak bir şey yok. Çünkü hoca efendinin bildiği bu! Ya da fetvanın sonucunda cemaate deklare edilmek istenen fetvaya esas konu bu…
Ne olur?
Biraz karşılıklı olur-olmaz zıtlaşması olur!
Netice yine hoca efendinin vaazında cemaate deklare ettiğinde karar kılınır!
Ne den?
Çünkü komisyonda ağırlığı olan taraflar ikiye karşı birdir…
Yani asgari ücretliyi temsil edenler, devlet ve işveren ikilisinin karşısında tek kalmıştır!
Ve hoca efendinin vaazında esas aldıklarını can kulağıyla dinler; “doğru olan buymuş” der, camiden çıkarlar!
Haydi hayırlısı!