Şu an ülkenin, tam anlamıyla girdik bir alamete gidiyoruz kıyamete sözü gibi,nereye sürüklendiği ve geleceği tam bir kör kuyuyu andır oldu. Ülkenin güvenliği ve ülkeyi savunması gerekenlerin maç seyreder gibi seyirci kalması , emir komutanın kimde olduğu belli olmayan, ülkenin ordularının başında generallerin kalmaması ile komuta merkezi kim olacak?
Karada, havada, denizde yaşanan istifalar ve görev başında olması gerekenlerin, tutuklu ceza evlerinde suçlu durumda, bulunmaları ithamları ile rütbe alamaması, ve komutada yer alamayacağı gibi TSK, Yaş karaları ile orduların başına kimler atanacak? İşte akla şu geliyor.
Türk orduları tavsiye mi edilmek isteniyor.Bazı kesimleri de korku mu saldı? Çünkü çevrelerindeki Arap ülkelerinde baş gösteren olaylarda ordular ve askerin halkın yanında yer aldığını gördükleri için,kendi güçlerini oluştururken, ülkenin silahlı güçleri, özellikle askeri geri plana çekmek için, yapılan bu asker kıyımı hayra alamet değil. Sınırlarımızda yaşananlar ve görevi gereği müdahale etmesi gereken asker ancak kendisini korumak için geri çekilme savunma hattı oluşturmaya devam ettikçe, daha nereye kadar çekilip,ülke topraklarında egemenlik sürmek isteyenlere seyirci kalacak?
İşte güçlü orduları ve komutanları ile bu güne kadar ülkenin başkomutanlarının söz sahibiyken şimdi sessiz kalması sonucu ülkenin ekseni doksan derce kaydı bakalım nerede duracak. Bir tarafı uçurumlar diğer tarafı denizlerle kaplı. O tarafa kaysa deniz yutacak, diğer tarafta ucu bucağı görünmeyen hazırlanmış uçurumlar,o tarafa kayarsa zaten bir daha düzelmesi imkansız.
Tıpkı Prof. Dr. Celal Şengör, hocanın yaptığı bazı açıklamalar gibi, muhafazakar değerlerimizin yaşandığı,Atatürk’ün getirdiği akılcılıktan hızla uzaklaşıp,Türk halkının keçileri kaçırmaya başladığı gibi, bu gidişle hal-i pür mealimiz dediği gibi acınacak bir haldeyiz.