Dikkat!
Ülkemize sığınmış Suriyeli bir din kardeşimiz(?)in; yürekleri yakan, parçalayan masumane isteklerini telefonuma gelen bir WHATSAPP mesajından okudum.
Okudukça için paramparça oldu. Yazık değil mi? Demekten kendimi alamadım.
RACHİD YUSUF isimli bu Suriyeli kardeşimizin(!)in bizden istediği masumane taleplerini aynen aktarıyorum
“Türkiye’yi anlamıyorum. Bize bakmaları, bizi rahat ettirmeleri(!) için Avrupa Birliğinden milyarlarca Euro yardım alıyorlar. Bize ayda birkaç bin lira maaş, ücretsiz sağlık ve sınavsız(!) üniversite vererek, avutmaya çalışıyorlar. Bu paralardan bizde hakkımızı istiyoruz…
Bize gelen yardımların batan ekonomilerini kurtarmak için değil gerçek sahipleri(!) için kullanılmasını ve bizlere verilmesini istiyoruz.
Hastanelerde Suriyeli doktor.
Televizyonlarda Arapça yayın istiyoruz.
Her sene yaz aylarında ailece dinlenip, denize girebilmek için tatil alanları istiyoruz…
Türkiye bize bunu borçlu!
Kaynak: Alain Dunlioff mültecilerin gözünden Türkiye yazı dizisi.
Bu yurdun öz evlatlarının böyle güzellikleri-imkânları varda siz mi kaldınız ey edepsiz, hadsiz!
“BESLE KARGAYI OYSUN GÖZÜNÜ!”
Bu talepler; hatsızlığın, nankörlüğün, ekmek yediği-su içti kaba pislemesi, ihanetin, terbiyesizliğin dik alası değil mi?
Bu ve bunun gibi düşünenlere yapılacak tek şey var:
Kolundan tutup: “hadi bakayım, nankör herif, defol, cehenneme kadar yolun var.
Diye defedip göndermeli.
Bre nankör, edepsiz vatanın harp halindeyken sen vatanına ihanet ederek harpten kaçıyor, vatan haini olarak bir başka ülkede asalak olarak yaşamayı içine sindiriyorsun!
Taşı sıksan taşın suyunu çıkartırsın. Defol git, vatan topraklarının selameti için çalış savaş…