Bir sözü, taahhüdü, kanun hükmünde olan kendini ve üçüncü kişileri ilzam eden aile büyükleri tanıdım. Onların, o geleneğin, etki alanında ve gölgesinde büyüdüm …
Öyle ki, ticarette de söz senet sayılırdı, ticaretin hacmi , az veya çok ne olursa olsun , söz muteber ise , resmî evraka , kağıt üzerinde atılan imzalara itibar edilmez , gerek duyulmazdı , bir söz ile bir ticarethaneyi alır götürürdünüz , sözün gücü ve tesiri bu boyutlarda idi …
Keza, ticarette ve özel hayatta, tarafların, söz vermek , veya verdiği sözü ifa ermekten daha önemli bir aciliyeti yoktu. Her şeyden, hatta nefsinden ve şahsi hayatından bile !
Bir dönem, toplum hayatımızın, bu değerler ve manevi dinamikler ile güçlü şekilde ayakta kaldığına inanıyorum.
Günümüzde ise, her türlü menfaat temini için istismar edilen tüm değerlerde olduğu gibi, sözden daha değersiz bir nesne de kalmadı …
Basit ve gayrı ciddi konular ve gevezelik içeren yazışmalar bile kayıt altında tutulur oldu.
En erişilmez, dokunulmaz değerlerimiz , hassasiyetlerimiz .iğrenç ve kirli ağızlarda sakız oldu , çiğneyip çiğneyip atılan…
Çocukluğumdan beri, “rahle-i tedrisinden” geçtiğim büyüklerimden, keza , söze ve kelimelere hükmeden , hayat veren , ceza çizgisi üzerinde durarak , muhatabına en ağır hakareti yapan ve cevap verecek mecalini de bırakmayan ,söz ve yazı ustalarından da , konuştuğum her sözün, beni ilzam eden ve geri dönülmez sonuçları olacağını öğrendim …
Onun için, hanımefendiler, beyefendiler , muhterem arkadaşlar ;
Gereğini ifa edemeyeceğiniz, üstesinden gelemeyeceğiniz, sonuna kadar, ve nereye kadar giderse, bedeli ne olursa olsun arkasında duramayacağınız, tehlikeli sözler de sarf etmeyin; hak gibi, hukuk gibi maneviyat gibi , dostluk , arkadaşlık ve kardeşlik gibi …
İnsanların içinde, hayata onunla tutunduğu, az da olsa güzel ve anlamlı bir duygu değer kaldıysa, bırakın içinde kalsın, dünyasında var olsun.
Hiç bir şey için onu lekedâr etmeyin, güzel duygularını yıkmayın ve insanların hissiyatı, izzeti nefsi ile asla oynamayın…
Belki o, onun sahip olduğu en değerli varlığıdır …
Ve bir gönül ve kalp kırmak da , bir dünyayı yıkmak gibidir …
Bu tespitlerimi tarihe not düşerken, bir döneme damgasını vuran, abide şahsiyetleri , söze , kelimelere kalemi ile hükmeden , büyük ustaları , hasret ve özlemle , binler selam ve rahmetle yâd ediyorum …