SORUMLULUK..

Uzun yıllar önce Usta San'atçılar Haldun Dormen, Zeki Alasya ve Metin Akpınar'ın kurucusu olduğu 1967/1972 yılları arasında oyunlar sergileyen Devekuşu Kabare Tiyatro topluluğunun uzun süre kapalı gişe oynadığı HANELER oyununda geçen bir diyalogla başlayalım.
- Ali 3. sınıfa giden zeki bir çocuktur.
Bir gün öğretmeni Ali´ye ´Siyaset´ nedir diye sorar.
Ali düşünür ama o çocuk aklıyla cevap veremez.
Eve gider kitaplara bakar ama hiçbir şey anlayamaz.
O da babasına sormaya karar verir.
Baba, Siyaset nedir?
Baba düşünür. Ali´ye uygun bir yolla anlatmak ister.
Bu evde parayı getiren kim oğlum?
Sen...
Ben kapitalist rejimim.
Peki, parayı alıp bizim yiyecek içecek ve giyecek gibi ihtiyaçlarımızı karşılayan kim?
-Annem...
O da hükümet.
Peki, küçük kardeşinle kim ilgileniyor?
Dadım...
Dadın işçi, kardeşin gelecek, sen de halksın o zaman.
Ali her şeyi not alır ve uyur.
Gece garip seslerle uyanır.
Bir de bakar ki kardeşi ağlıyor.
Yanına gidince altına pislediğini anlar.
Hemen annesini kaldırmaya gider.
Ama ne yaparsa yapsın anne kalkmaz.
Bu arada salondan gelen sesleri merak eder ve salona gider.
Babasıyla dadısını uygunsuz yakalayan Alinin ağzından aynen şu kelimeler dökülür:
Kapitalist rejim işçiyi sömürüyor, hükümet uyuyor,
gelecek bok içinde,

halk ne yapsın????

Şimdi hangisinden başlasam? Yandaş olmayan medyadan duyduğumuz, Çocuk, kadın cinayetleri, trafik magandaları,yolsuzluk idaaları,halkın iradesine rağmen komplo teorileri ile tutuklananlar, deve hamudu ile yutulurken bütçeden SMA'lılara, Diyabetlilere pay verilmemesi, kevgire dönen sınırlardan geçen beka sorunu sığınmacı- geleceğin istilacıları gibi Akıl tutulması olaylar zinciri içinde günü kurtarmayı mı, geleceği inşa etmeyi mi kendimce değerlendireyim. Bazen boş ver diyorum, her koyun kendi bacağından asılır.Bu'da insan olma erdeminin kaybedildiğine çıkıyor. İşçinin, emekçinin, emeklinin, tarımcının, hayvancının, Yurt sever sanayici-iş adamının yani Milletin perişanlığına, bir boyutu ile hükümet eden,koltuk sevdasında olanların varlığına karşı artık iş işten geçmeden topyekün, ishal b.k'a batmadan aymak lazım.

Ancak, söylenen, görünen, yaşanan olayların ilgili, bilgili, akıl sahibi, zeki insanların yılgınlık, aymazlık içinde yukarıda ki anlatımda ki Ali'nin tepkisi kadar bile tepki vermediği günleri yaşıyoruz. Genellemek doğru değil, Yurtsever insanların, yaratılan korku iklimine, kağıttan kalelerine karşı Dokuz köyden kovulanlar durmadan onuncu köye gitmeli.Ancak bir tabir var "kör gidiyor, yol gidiyor" dedirtmeden. Bütün tarafların bu gün yaşadığı ve gelecekte yaşanacak zararın bana dokunmaz anlayışı içinde üç maymunu oynamasını anlamak aklın alabileceği olmaktan uzak. Birileri bu Emperyalist oyunun aslında figüranı bile değilken Ülke üzerinde oynanan oyunda Baş rol oynadığını, bazıları da yandaşlık ve günlük çıkar hesabı anlayışı ile ihanet içinde bir projenin gerçekleşmesi için üstlerine düşeni yaparken, yazılı tarihte bu tür azınlıkların tanımı için HAİNLER denildiği unutulmamalıdır. Bunların azınlıkta olduğunun bilinci ile toplumun geniş kesimi Halkın, bu aymazlıktan vaz geçmesi, uyanması, çok geç olmadan silkinip gerekeni yapması gerekir. Devletin bekası göz göre göre uçuruma götürülürken buna dur deme görevi, Devlet olmanın temel unsurlarından biri olan Millete düşer.Aksi halde ne Devlet kalır ne Millet. Bu coğrafyada yaşayanların minnet duyguları ile 82 yıl önce sonsuzluğa uğurladığımız tüm art niyetli çabalara rağmen düşüncelerinin sonsuza kadar yaşayacağı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Millet tanımıyla, Anayasanın 66. maddesindeki Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür tanımıyla, Demokratik, laik,Sosyal bir Hukuk Devleti olması gereken Cumhuriyetimizin her karışında Şehitlerin, Gazilerin kanlarının olduğu Vatanı, Cumhuriyeti koruyup, kollama görevi hepimize düşer.Atatürk'ün önderliğinde yapılan Çağdaş devrimlere sahip çıkmanın gereğini yapmalıyız ki gelecek nesillere karşı huzur içinde, alnımız açık olalım. Egemenliğin kayıtsız şartsız Milletin olduğu anlayışı ile Demokrasinin kuralları içinde sorumluluğumuzun gereğini yapmalıyız.
Çaresiz değilsiniz. ÇARE SİZSİNİZ.
Yük.İnş.Müh.M.Sait Köse