Geçmişte bir ülkenin ,bir kesiminde yaygın bir salgın hastalık başlamış. Ülkeyi yönetenler ,halka çağrı yapmış, “ilaçlama bitene kadar kimse evlerden çıkmasın” demişler.
Tıpkı şu anki covit 19 virüsü gibi.
Ülke yetkilileri, o kesimleri bütün ilaçlamış. Aradan bir ay sonra sağlık ekipleri oluşturup, salgın olan kesimleri kontrole gitmişler. Bakmışlar ki binlerce insan ölmüş. İlçe, köyleri gezerek dönerken, bir köyde, bahçeler içinde bir evin bacasından duman çıktığını görmüşler. Gidip kontrol edelim demişler. Evin kapısını açınca içeride bir ihtiyar karı kocaya rastlamışlar.
Demişler “siz nasıl sağ kaldınız?”. “Biz devlet çağrı yaptığında kuyudan küplere sularımızı doldurduk. Elimizde olan erzakımızı idareli olarak kullanıp dışarı çıkmadık. Ocaklık, tuvalet içerde olduğu için ocakta pişirip, yedik iştik. Şimdi geldiğinizde de yiyeceğimiz kalmadı evde olan soğanları ateşte pişirip yiyorduk” demişler.
Gelen sağlık ekibi sudan örnekler alırken birde evin direklerinde asılı olan soğandan bir top almış tahlil için gitmişler. Sudan bir şey çıkmamış. Ama soğanları kesip tahlil edince şaşırmışlar. O günkü mikropları soğanlar içlerine çekip öldürdüğünü görmüşler.
İşte şu an her türlü hastalık, soğuk algınlığı, grip için kokusuna dayanırsanız evinizin bir köşesine iki soğanı ortadan kesip koyun. Bakın mucizeye.
Ben soğan tüccarı değilim, yanlış anlaşılmasın. Sadece tecrübe ettiğimi paylaşmak istedim. Öksüren bir kişinin yatarken başucuna bir soğan koyun. Bakın öksürük nasıl kesiliyor. Sağlıklı günler dilerim.