Siyaset, toplumun yönetimi ve karar alma süreçlerinin merkezinde yer alırken, zaman zaman çeşitli etik ve ahlaki sorunların da gündeme gelmesine neden olmaktadır. Özellikle son dönemlerde, siyaset sahnesinde görülen ikiyüzlülük ve çıkar odaklı davranışlar, toplumda büyük bir hayal kırıklığı ve güvensizlik yaratmaktadır.
Siyasete giriş yapan pek çok kişi, başlangıçta idealleri, halkın menfaati ve ülkenin refahı gibi yüce hedeflerle yola çıkar. Ancak, zamanla siyasi ikbal ve kişisel çıkarlar, bu ideallerin önüne geçebilir. Parti politikalarının arkasında durmak yerine, siyasi kariyerlerini ilerletmek için tavır değiştirenlerin sayısı maalesef azımsanmayacak kadar fazladır.
Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) kanatları altında meclise giren partilerin, yerlerini alır almaz CHP'yi kötülemeye başlaması, siyasetin çıkar odaklı ve kısa vadeli düşüncelerle nasıl şekillendiğini gösteren bir örnektir. Siyasi aktörler, kendi partilerinin başarısızlıklarını örtbas etmek ve sorumluluktan kaçmak için başkalarını suçlama eğilimindedirler. Ancak, bu taktiksel yaklaşım, toplumda güven kaybına ve siyasi arenada daha da kutuplaşmaya yol açmaktadır.
Kerameti kendinde sananlar, aldıkları yenilgilerle birlikte gerçeklerle yüzleşmek zorunda kaldılar. Siyasetteki başarı, sadece kısa vadeli çıkarlar için değil, aynı zamanda dürüstlük, şeffaflık ve toplumun genel refahı için de çaba göstermekle elde edilebilir. Ancak, siyasi ikbal ve kişisel çıkarlar için siyaset yapanlar, zamanla gerçekleri görmek ve toplumun güvenini kazanmakta zorlanacaklardır.
Siyasetteki ikiyüzlülük ve çıkar odaklı davranışlar, demokratik süreçlere ve toplumsal uzlaşıya ciddi zararlar vermektedir. Bu nedenle, siyasetin sadece siyasi kariyerler için değil, toplumun genel çıkarları için yapılan bir hizmet olduğu unutulmamalıdır. Siyasi aktörlerin dürüstlük, şeffaflık ve sorumluluk bilinciyle hareket etmeleri, toplumda güvenin yeniden tesis edilmesi ve demokratik değerlerin güçlendirilmesi açısından son derece önemlidir.
Sonuç olarak, siyaset sahnesindeki ikiyüzlülük, toplumda büyük bir hayal kırıklığı ve güvensizlik yaratmaktadır. Siyasete giriş yapanların, ideallerinden ve ilkelerinden ödün vermeden, toplumun genel çıkarlarına hizmet etmeye odaklanmaları, demokratik süreçlerin sağlıklı bir şekilde işlemesi ve toplumun refahı için gereklidir.