Siyaset

Siber Güvenlik Kanunu Teklifi, TBMM Genel Kurulunda

TBMM Genel Kurulu'nda, Siber Güvenlik Kanunu Teklifi'nin birinci bölümünün tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.

Teklifin tümü üzerinden söz alan Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, Siber Güvenlik Kanunu Teklifi'yle Siber Güvenlik Başkanlığının kurulmak istendiğini, başkanlığın yetkilerinin belirsizlik içerdiğini söyledi.

Teklifte, "Türk hukuk sisteminde adı duyulmayan 'kritik altyapı', 'kritik kamu hizmeti' gibi ne olduğu belli olmayan soyut kavramların yer aldığını" belirten Özdağ, bununla ilgili yetkinin doğrudan Siber Güvenlik Başkanlığının uhdesine bırakılacağını ifade etti.

Bu durumun Anayasa'ya aykırı olduğunu, yasama ve yargı yetkisinin idareye devri anlamına gelebileceğini savunan Özdağ, "Teklifle, Anayasa'nın 7. maddesinde öngörülen 'Yasama yetkisi Türk milleti adına TBMM'nindir. Bu yetki devredilemez' hükmü göz ardı edilmektedir. Yasa metninde adı geçen SOME, Siber olaylara müdahale ekibi olarak tanımlanan birimlerle ilgili tatmin edici izah da yoktur." dedi.

Yeni Yol Partisi Gaziantep Milletvekili Ertuğrul Kaya da evrensel hukuk normlarına göre hakimlere ait olan bir yetkinin söz konusu kanun teklifiyle bir memura verilmek istendiğini öne sürdü. Kaya," Bu yasa teklifinizde, Siber Güvenlik Başkanı adını verdiğiniz tek bir kişiye yine tüm yetkileri verme peşindesiniz. Bu süper reis, yargının kararlarını da verecek, interneti de kapatmaya karar verecek, her şeye kendisi karar verecek." diye konuştu.

İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş de siber güvenliğin ülkeler için stratejik öneme sahip olduğunu vurguladı.

Ülkelerin siber güvenlik kapasitesinin vatandaşın güvenliğiyle de doğrudan ilişkili olduğuna işaret eden Türkeş, siber savunmanın, geleneksel askeri savunmalar kadar önemli hale geldiğini ifade etti.

Düzenlemeyi eleştiren Türkeş, şunları ifade etti:

"Karşımıza gelen kanun teklifi, 'siber güvenliği sağlayacağım' derken özel hayat, düşünce özgürlüğü, konut dokunulmazlığı güvenliğini tehdit altına alıyor gibi görünmekte. Hatta en önemlisi, yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirinin görev alanına giren konulara, yetkisi olmadan müdahale etmesi anlamına gelen fonksiyon gasbına neden olmaktadır. İYİ Parti olarak böyle bir düzenlemenin gerekliliğini ve önemini bildiğimizi ancak önümüze konulan kanun teklifinin bu haliyle yürürlüğe girmesinin ciddi problemlere sebep olacağını vurgulamak isteriz. Özellikle Anayasa ihlali yaratacak maddelerin gözden geçirilmesinin önemini belirtmek isteriz."

"Siber saldırıların bertaraf edilmesi bir milli güvenlik meselesi"

MHP Konya Milletvekili Konur Alp Koçak da siber saldırıların tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de giderek yaygınlaştığına dikkati çekti.

Bu saldırıların, bireylerin kişisel verilerinin ele geçirilmesinden, nükleer tesislerin güvenliğinin ihlaline kadar çeşitli seviyelerde gerçekleşebileceğini belirten Koçak, "Tehdidin ciddiyeti dikkate alındığında, siber güvenliğin internet ortamındaki, kişisel verilerin gizliliğinin sağlanması gibi dar bir çerçevede değerlendirilmemesi gerektiği anlaşılacaktır. Artık çatışma ve savaşların dahi siber dünyaya kaydığı görülmektedir. Bu yönüyle bakıldığında, siber saldırıların bertaraf edilmesinin aslında bir milli güvenlik meselesi olduğu görülecektir." diye konuştu.

Koçak, Türkiye'nin savunma sanayisinde ve milli teknoloji hamlesinde yakaladığı başarıların daha etkin ve sürdürülebilir kılınması için siber alandaki yetkinliklerin hızla artırılması gerektiğini vurguladı.

Türkiye'nin yakın bir gelecekte ilk nükleer enerji santraline sahip olacağını anımsatan Koçak, "Akkuyu gibi yeni nesil nükleer tesislerdeki ileri seviye dijitalleşme, operasyonel süreçlerin verimliliğini artırmakla birlikte siber tehditleri de beraberinde getirmektedir. Potansiyel siber saldırılar dikkate alınarak, Akkuyu gibi projelerde kullanılan modern dijital sistemler için alınacak siber güvenlik önlemleri, en üst seviyede koruma sağlayacak şekilde dizayn edilmeli." ifadelerini kullandı.

MHP olarak, siber güvenliğin milli güvenliğin ayrılmaz bir parçası olduğuna inandıklarını dile getiren Koçak, siber uzay ve siber vatan kavramları çerçevesinde konvansiyonel savunma ile siber savunmanın birlikte ele alınmasını savunduklarını söyledi.

DEM Parti Hakkari Milletvekili Onur Düşünmez de düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğunu ileri sürerek, geri çekilmesini istedi. Düşünmez, kanun teklifinin ifade özgürlüğünü, kişisel verilerin korunmasını, adil yargılanma hakkını ve temel denetim mekanizmalarını tehlikeye atacağını iddia etti.

DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Kamaç da kanun teklifinin Siber Güvenlik Başkanlığına dijital verilere sınırsız erişim yetkisi verdiğini, teklifte kişisel verilerin saklanması, kullanılması ve imha edilmesi konusunda belirsizlikler olduğunu savundu.

Teklifte yer alan bazı düzenlemelerin özgürlük ve güvenlik çelişkisini ortaya koyduğunu öne süren Kamaç, "Bu çelişki, bireysel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına yol açarken aynı zamanda güvenliğin de tehlikeye girmesine neden olabilir." diye konuştu.

Kanun teklifinde yer alan "halk arasında endişe yaratanlara ya da kurumları veya şahısları hedef almak amacıyla veri sızıntısı yapılmış gibi içerik oluşturanlara veya yayanlara 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verileceğine" yönelik hükme işaret eden Kamaç, teklifin belirsiz suç tanımları getirerek gazetecilerin, sivil toplum örgütlerinin ve dijital aktivistlerin özgürlüklerini kısıtlamak için bir araç olarak kullanılabileceğini kaydetti.

CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan da siber güvenliğin, milli güvenliğin önemli bir parçası haline geldiğini ve bu konuda çağı yakalayan önlemlerin alınmasının son derece önemli olduğunu vurguladı.

Ancak bu yapılırken, insan hakları ve demokrasinin temel kavramlarından uzaklaşılmaması gerektiğinin altını çizen Ceylan, kanun teklifiyle Siber Güvenlik Başkanına olay mahallinde arama yapma, kopyalama, el koyma gibi izinlerin verilmesinin sakıncalı olduğunu, bunun, kişisel hak ve özgürlükleri hiçe sayacak bir yetki olduğunu iddia etti.

"Siber güvenlik ürünü üretenlere sertifika verilecek"

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya da siber güvenliğin ülkeler için önemine işaret ederek, "Bir ülkenin siber güvenlik alanında ön plana çıkarak rol model olabilmesi, kapsamlı bir siber güvenlik çatı mevzuatının varlığı ve merkezi bir otoritenin etkin işleyişiyle doğrudan ilişkilidir. Çatı bir mevzuat, ulusal düzeyde siber güvenlik politikalarının tutarlılığının sağlanmasında, kamu kurumları, özel sektör ve bireyler için bağlayıcı standartlar sunmaktadır. Ayrıca uluslararası işbirliği ve karşılıklı tanınabilirlik açısından da temel bir çerçeve sağlayarak, bir ülkenin küresel siber güvenlik ekosisteminin konumunu güçlendirmektedir." dedi.

Kritik altyapıların, Siber Güvenlik Başkanı tarafından belirleneceğine yönelik açıklamaların doğru olmadığını belirten Özkaya, kritik altyapıların, Cumhurbaşkanı başkanlığındaki 9 kişilik kurul tarafından belirleneceğini söyledi.

Siber güvenlik ürünü üretenlere sertifika verileceğini dile getiren Özkaya, devletin kritik altyapılarında kullandığı bilişim sistemleri, yazılımlarında bu sertifikayı almış ürünlerin olmasını önemsediklerini ifade etti.

Görüşmeler devam ederken yerinden söz alan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek'in sosyal medya hesabından yaptığı "Meclis'te iftar saatinde yoklama yaptırıldığına" dair paylaşımına tepki göstererek, Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ'dan yaşananları açıklamasını istedi.

Bunun üzerine Bozdağ, CHP'nin grup önerisi oylamasının ardından 55 dakika ara verdiğini, ardından CHP Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar'ın Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin doğrudan Genel Kurulun gündemine alınmasına ilişkin önerisi görüşüldükten sonra CHP Grubunun yoklama talep ettiğini söyledi.

Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar, teklifin tümü üzerinde görüşmelerin tamamlanmasının ardından milletvekillerinin soru ve eleştirilerine cevap verdi.

Türkiye'nin birliği ve bütünlüğü, devletin bekası, halkın refahı bakımından yapılması gereken ne varsa yaptıklarını vurgulayan Akar, bunları yaparken en önemli konuların başında Türkiye'nin savunması ve güvenliğinin geldiğini söyledi.

Savunma ve güvenlik denildiği zaman "ana vatan", "gök vatan", "mavi vatan" ile ilgili çalışmaları yaparken, diğer taraftan da "dijital vatan" dan da bahsedilebileceğini belirten Akar, "Dijital vatana karşı da işlenebilecek her türlü eyleme karşı, savunmayı sağlamak bakımından siber güvenlik olmazsa olmaz bir hale gelmiştir. Dünyada komünikasyonda, dijital teknolojilerdeki gelişmeleri hep beraber yakından izliyoruz. Burada çok ciddi, önemli gelişmeler var. Bunların bir tarafı hepimiz için yararlı olmakla beraber, diğer tarafı bizim hayatımızı, ülkemizin güvenliğini, savunmasını ciddi şekilde tehdit etmekte, bizim için risk oluşturmakta. Buna karşı mutlaka tedbir almamız bir gerekliliktir." ifadelerini kullandı.

Akar, TBMM Genel Kurulunda yapılan konuşmalarda, böyle bir ihtiyacın olduğu konusunda bir mutabakatın sağlandığına işaret ederek, bunun nasıl yapılacağı konusunda tartışmaların söz konusu olduğunu kaydetti.

Komisyon çalışmaları sırasında ve sonrasında yapılan değerlendirmelere çok önem verdiklerinin altını çizen Akar, kanun teklifinde herhangi bir muğlaklığın olmaması için çalışmaların sürdüğünü aktardı.

Siber Güvenlik Başkanlığının denetlenmesine yönelik eleştirilere yanıt veren Akar, "Kurulan başkanlık, hiçbir şekilde Türkiye Cumhuriyeti'nin sahip olduğu denetleme birimlerinden, kurumlarından, usullerinden hiçbir şekilde azade değil. Hiçbir ayrıcalık tanınmamıştır." dedi.

Siber güvenliğin ihtiyaç olduğunu bildiklerini, bunu herkesin kabul ettiğini dile getiren Akar, nasıl olacağı konusunda ise bugün ve yarın yapılacak çalışmalarla mutabakatın sağlanacağını söyledi.

Akar, komisyon olarak ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini, bundan sonra göstermeye devam edeceklerini ifade etti.

"Amacımız, bu yasanın en uygun şekilde gerçekleşmesi"

Şehit yakınları ve gazilerin özlük haklarıyla ilgili konuların da Genel Kurul'da gündeme geldiğini hatırlatan Akar, bunun üzerinde hassasiyetle durduklarını belirtti.

Türkiye'nin sahip olduğu potansiyeli en üst düzeyde kullanarak, şehit aileleri ve gazilere her türlü imkanı en üst düzeyden sağlamak için gayret ettiklerini vurgulayan Akar, "Bununla alakalı yasal düzenlemeler nedir? İhtiyaçlar nelerdir? Bu konuda tüm temaslarımızı hem partilerimizde hem diğer derneklerimizle, vakıflarımızla, şehit aileleri ve gazi dernekleriyle konuşuyoruz, onları da davet ediyoruz. Onların da fikirlerini görüşlerini alıyoruz. En olumlu şekilde, kimseyi rencide etmeden gerçekten yapılan işe uygun şekilde herkesin onurunu düşünmek suretiyle çözümü üzerinde duruyoruz ve bunu da çözmekte azimliyiz ve kararlıyız." dedi.

Askeri hastanelerin yeniden açılıp açılmayacağına yönelik sorulara yanıt veren Akar, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra alınan bazı tedbirlerin olduğunu anımsattı. Bu tedbirlerin hepsini gördüklerini ifade eden Akar, şöyle konuştu:

"İhtiyaç var mı? Var. Bunların hepsini bakanlık görevimiz sırasında hem de şu anda çeşitli şekillerde sayın Cumhurbaşkanımıza, ilgili kurum ve kuruluşlar çerçevesinde gerekli sorunları, ihtiyaçları aktardık. Bu konuda Sağlık Bakanlığının çalışmaları var, Cumhurbaşkanının direktifleri var. Bu konuda Milli Savunma Bakanlığı olarak ihtiyaçlarımızı, isteklerimizi koyduk ortaya. Bu çalışmalar oluyor, temennimiz bu konudaki çalışmaları sürdürmek suretiyle yapılması gereken ne varsa, bunların hepsinin gerçekleşmesi lazım. Operasyonlar bugün, şu ya da bu şekilde devam ediyor. Yarın da karşılaşabileceğimiz çeşitli durumlar var. Bütün bu hallerde ihtiyaç ne varsa, bunların hepsinin karşılanması gerçekten önemlidir, esastır, değerlidir. Bu, sağlık konusu da olduğu için ayrıca önem arz etmekte. Burada, hayatını ortaya koyan, büyük fedakarlıklarla ülkemizin, milletimizin savunması için gayret gösteren Mehmetçiğin ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamak hepimizin boynunun borcu. Birinci, operasyon sahalarında, harekat sahalarında gerekli desteğin, sağlık desteğinin eksiksiz sağlanması. Diğer taraftan da günlük hayatın akışı içerisinde sadece Mehmetçiğin değil, aynı zamanda onların anne, baba ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerle alakalı da en sağlıklı şekilde hizmetin verilmesi bizim için amaçtır. Bu bakımdan da çalışmalarımızı bir bütün halinde yapıp, çalışıp, bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. "

Kanun teklifine yönelik eleştirileri hatırlatan Akar, kanun teklifinin 6, 7, 8 ve 16. maddelerinin bir kez daha üzerinden geçtiklerini, bu maddelerle ilgili çalışmanın sürdüğünü belirtti. Akar, "Amacımız, bunla alakalı varabileceğimiz olumlu sonuçları, katkıları da yapmak suretiyle bu yasanın en uygun şekilde, ülkemizin ve milletimizin yararına olacak, güvenliğimizi sağlayacak, ihtiyaçlarımızı karşılayacak şekilde gerçekleşmesi. Bunu yapmak suretiyle ihtiyaçlarımızı karşılayacağız, yasayı da hep beraber uygun şekilde çıkarma fırsatı bulacağız." ifadelerini kullandı.

Teklifin birinci bölümünün tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı

Teklifin birinci bölümünün tümü üzerine Yeni Yol Partisi Grubu adına söz alan Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, kanun teklifinin 10 Ocak'ta Meclis Başkanlığına verildiğini anımsatarak, "8 Ocak 2025'te henüz kanun teklifi dahi TBMM'ye verilmeden nasıl Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Siber Güvenlik Kurulu Başkanlığı kuruldu?" diye sordu.

Kanun teklifinde "kritik altyapı", "kritik kamu hizmeti", "siber olay" gibi soyut kavramları belirleme yetkisinin Siber Güvenlik Başkanlığına bırakıldığını belirten Karaman, "Bu düzenleme, yasama yetkisini dolaylı olarak bir yürütme organına devretmektir ve kesinlikle kaldırılmalıdır. Çünkü yasama yetkisi, aziz Meclisin tekelindedir ve Anayasa'nın 7'nci maddesine göre asla devredilemez." ifadelerini kullandı.

Kanun teklifinin yeniden düzenlenmesini talep eden Karaman, "Sayın Milli Savunma Komisyonu Başkanı da 'Sizleri dinledik, bunların gereğini yerine getireceğiz' demişti. İnşallah, Genel Kurulda bunlar düzeltilerek neticeye ulaşılır." diye konuştu.

İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan da dijitalleşmeyle beraber gelen tehdit ve risklere dikkati çekerek, "Bu tehditleri bertaraf edebilmek için de gerçek anlamda güçlü bir siber güvenlik yasası mutlaka gerekli. Burada hiç kimsenin itiraz edeceği bir konu yok ancak şunu açıkça söylemek lazım ki burada tartıştığımız yasa sadece iktidarın kendi çıkarlarını ve devamını sağlayacak birtakım şeyleri güvence altına almak için hazırlanmış bir yasa, başka da hiçbir anlamı yok." görüşünü savundu.

Kanun teklifinin muhalif gazetecilerin, medya mensuplarının, vatandaşların ve sosyal medya kullanıcılarının sindirilmesi için düzenlemeler barındırdığını ileri süren Türkkan, bu yasanın bu şekliyle çıkmasının, Türkiye'de demokrasi kıskacının biraz daha daraltılması anlamına geleceğini iddia etti.

MHP Kahramanmaraş Milletvekili Zuhal Karakoç Dora da siber sahada gerçekleşen saldırıların devletler arasındaki diplomatik ilişkileri, ekonomik yaptırımları etkileyebileceğine, yeni çatışma alanları yaratabileceğine işaret etti.

Bu saldırıların terör örgütleri tarafından icra edilmesi durumunda, terörle mücadelenin yeni bir boyut kazanacağını dile getiren Dora, dijital çağda yeni güvenlik paradigmalarının oluşacağından bahsetmenin, hain terör örgütlerine karşı cephede verilen mücadelenin dijital dünyaya da sirayet edeceğini görmenin güç olmadığını söyledi.

Dijital dünyada işlenen bilgi ve verilerin gizliliğinin sağlanması, bilgiye ve verilere erişilebilirliğin yetkili olmayan kişilere açılmasının önlenmesi, kamu düzeninin korunması, kamu hizmetlerinin devamlılığının sağlanması, ulusal güvenlik zafiyetlerine sebebiyet verilmemesi, devletin ve vatandaşların ekonomik zarara uğramaması, sosyal refahın korunması amacıyla siber güvenlik alanına ilişkin milli politika ve stratejilerin üretilmesi gerektiğini vurgulayan Dora, "Bu politika ve stratejiler doğrultusunda kritik altyapı ve bilişim sistemlerinin oluşturulması suretiyle güvenli ve milli bir siber uzay oluşturulmalıdır. Bugün her vatan evladı tarafından idrak edilmelidir ki siber güvenlik, artık milli güvenliğin ve milli bekamızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Türk milletinin siber savunma hattını sağlamlaştırmak bir vatan ödevidir." görüşünü paylaştı.

Dora, Siber Güvenlik Kanun Teklifinin kabul edilmesinin bir milli güvenlik ve beka meselesi teşkil ettiğini söyledi.

DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk Özen de Siber Güvenlik Kanunu Teklifinin bir güven telakki etmediğini savunarak, "Yasama organının ister siber uzamda ister gerçek dünyada olsun bir ülkenin ulusal gücüne yönelmiş tehdit ve saldırılardan koruma vadedebilmesi için her şeyden evvel o yasama organının özgürce ve her bir politik bileşeninin fikir ve eylem yeteneğine saygı temelinde işletilmesi, buna izin veren bir siyasi iktidardan, bir siyasi rejimden söz edilebilmesi gerekir. Şimdi, bu var mı ki biz buraya gelen bu yasa teklifindeki tehdidin bizler için bizim anladığımız biçimde bir tehdit olduğunu anlayalım." ifadelerini kullandı.

AK Parti İstanbul Milletvekili Tuğba Işık Ercan da bugün Türkiye'de 87 milyonun üzerinde geniş bant abone sayısına ulaşıldığını, bu rakamın dijital dönüşümün ve siber güvenliğin ne kadar kritik bir noktada olduğunu gösterdiğini söyledi.

Ercan, şunları kaydetti:

"Teklifinin birinci maddesinde açıkça belirtildiği gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin siber uzaydaki milli gücünü meydana getiren tüm unsurlarını korumayı hedefliyoruz. Konvansiyonel savaşların yerini alan hibrit ve asimetrik savaşlar da devlet destekli siber saldırılar başta olmak üzere terör örgütleri ve organize suç örgütlerinin hedefinde olan kritik altyapılarımızı korumak artık milli güvenliğimizin ayrılmaz bir parçası. Nasıl ki savunma sanayinde yerlilik oranımızı yüzde 80'lerin üzerine çıkardıysak, siber güvenlik alanında da benzer bir başarı hikayesi yazacağız. Teklifimizde yer alan 'siber güvenliğin sağlanmasına yönelik çalışmalarda öncelikle yerli ve milli ürünler tercih edilir' ilkesi, teknolojik bağımsızlık ilkemizin açık bir göstergesidir. Teklifimiz, ülkemizin dijital egemenlik vizyonunu net bir şekilde ortaya koymaktadır."

Ercan, Türkiye'nin milli teknoloji hamlesi kapsamında, yerli ve milli siber güvenlik çözümleriyle küresel pazarda söz sahibi olacağını vurgulayarak, "Türkiye Yüzyılı'nda, hedefimiz siber güvenlik alanında dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmektir." dedi.

TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, teklifin birinci bölümünün tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından birleşime ara verdi.

Bozdağ, verilen aranın ardından komisyonun yerini almaması üzerine birleşimi saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.