SELAM OLSUN KENDINI KORUYABILENLERE

 

Selam olsun;

Kendi heva ve hevesine muhalefet ederek ona karşı çıkana, düştüğü felakete karşı sabra müştak olana, musibet vakti lanet okumayana, cennet ile cehennem arasına sıkışmış nefsini daimi telkin edene, fazla konuşmanın halâveti kabardığı zaman, buna mukabil az yeyip-az konuşan ve konuşunca hayır konuşana, yetim ve yetemanın malını yemekten korkana, faiz ve ribadan kaçana, koğuculuk ve fitnenin her türlüsünden uzak durana, atasına anasına saygıda kusur etmeyene, Müslüman kardeşini kıskanmayıp onun kazandıklarıyla iftihar edene, kendisini delâlete götüren şeytana rehberlik etmeyene, kalbini dünya hırsıyla harabeye dönüştürmeyene, Allah'a karşı itaat ve ibadetini gösterişten uzak tutup,  muhafaza edenlere, yüreği şefkat güneşi olup her  üşüyene sahip çıkana, cefa gördüğü Müslüman kardeşine halimlik gösterip sabrı en güzel temsil edene, yalana tenezzül etmeyene… Zira bilir ki yalan ile iman bir arada bulunamaz! Kişinin kendini yalanla tezlil eylemesi kadar kötü bir durum olamaz!

Nice aç kalanların ahvalini gözü önüne getirterek tıka basa yemekten utananlara, insanlar arasındayken bile gönlünü Allah'la konuşturana, gönül gözü ve  kalbi kanalları fersah fersah açık olanlara, elindekilerle iktifa eyleyene, dünyayla sarhoş olmayana, Allah'ın sevdiği kullarına zulmetmeyene, haram olanın ikab ve azab, şüpheli kısmının ise itab olduğunun şuurunda olana, ümidi fezâda uçmak olan ruhunu her dem temiz tutmaya çalışana, kendisine zorluk veya mutluluk  galebe çaldığı vakit dua vaktinin geldiğini bilene, zamanın  bozgunluğuna ve insanların  kötülüğüne itibar etmeyerek ahlakı güzelliği  boşlamayan ve  kendini de o kervandan itina ve imtina ile uzak eyleyene, akıl  ve iz'an sahibi olana;  "Akıl,himmet,tedbir ve fikir sahibi olmayan birisinin kapıcısı; “evde kimse yoktur!” diye ne güzel söylemiş. " (Şeyh Sadi)

Malayani fiilerde ünsiyet peyda  etmeyerek alışkanlık hasıl olmasına izin vermeyenlere SELAM OLSUN,SELAM OLSUN, SELAM OLSUN...

Güzel ahlak imandandır. Kişinin imanı ahlakından anlaşılır. Kişinin imanı gösterdiği ibadetleriyle (örtü, namaz, oruç, hac, zekat, ilmi vaaz, muhafazakar yaşam biçimi) ile anlaşılmaz.

Güzel ahlakın olmadığının  en güzel işareti kişi de münafıklık alametlerinden birinin olmasıdır. Münafıklığın bir  çok alametlerinden biri de  kişinin ağzından çıkan hiç ir söz senet değildir daimi yalan söyler.

Yine güzel ahlak sahipleri şirk ve nifaktan, kibir ve gösterişten uzaktırlar.

Güzel ahlak sahibi ticarette hile yapmayıp Müslüman kardeşini kandırmayandır.

Güzel ahlaka sahip insanlar vakar ve hikmet sahibidirler, ve her daim hikmeti telkin ederler. Kişinin akli neyle meşgulse dili ve kalbi  ona meyleder. Kalbi doğruya meyledenin fiilleri de doğru olur.

Yine münafıklığın alametlerinden biri hadisi serifin mucubince :

"Sohbet edip yan yana oturan iki kişi ancak Allah'ın emanetiyle bir araya gelip otururlar. Öyle ise, onların her hangi birisine, kardeşinin istemediği bir sırrını ifşa etmek helal değildir." (Taberani)

İste münafık kişi kendisine emanet edilen sırrı başkasına dolaylı yollarla,  nefsine yatkın, hevasına uygun şekilde ifşa eyleyendir. Kısa ve öz su sıralar toplumun elzem duyduğu, gereksinim hissettiği en önemli bir konu.

"Güzel ahlak" mahrumiyeti yaşamaktayız. Bundandır insanlar arasi diyologların kötüye gitmesi. Herkesin  birbirine zarar vererek can yakması  ahlaki güzelligin  kusurundan ötürüdür. Ondandır bu zamana inat ahlakını ve kendini  koruyabilene selam olsun...