SANAYİ VE YER TAHSİSİ

 

6. Organize Sanayi Bölgesi’nde yer tahsislerinin başlaması ile övünüyoruz.

Yine Kilis-Polateli Sanayi Bölgesi’nin eli kulağında.

Dört bir tarafımız sanayi kuruluşları ile çevrili bir şehir olduk.

Övünülecek bir başarıysa, bir sanayi şehriyiz

**

Övünülecek bir başarıysa” sözüm belki eleştiri alacak.

Ancak “katma değer yaratan ürün” yapma konusunda kendimizi geliştirmediğimiz, üretime bakış açımızı değiştirmediğimiz sürece, her zaman soru işareti olacak bu konu.

Üstelik, o cümlede asıl tartışılması gereken “Bir sanayi şehriyiz” tanımlaması olmalı bence.

Biz üreten bir şehiriz

Ama bir sanayi şehri miyiz?

Dışarıdan makine getirip, bir başka ülkeden ara mamulü alıp işlemeyi, bir üretim olarak nitelemek mümkün. Ama bunu sanayi olarak adlandırmak için birkaç kez daha düşünmek gerekmiyor mu?

 **

Sanayi şehriysek, neden şehir ticaretinde en büyük kazanç kaynağı olarak tarla-arazi alım satımları ön plana çıkıyor?

Geçtiğimiz hafta yazdık; OSB’de yer tahsisinden elde edilen kazançlara dair endişelerden bahsettik.

Sanayi şehriysek neden yeni üretim projelerine, yeni teknolojilere değil de OSB arazilerine odaklıyız?

Neden şehrimizdeki markalara, tesislere müşteri çıktığını çok nadir duyuyoruz?

Neden marka oluşturma konusunda aynı beceriyi gösteremiyoruz?

**

Evet üretiyoruz. Bunu da çok iyi beceriyoruz.

Ürettiğimizi pazarlama, satma konusunda da üzerimize yok.

Ancak, üretimden kazandığımızı Ar-Ge, yeni teknoloji, ürün geliştirme yerine bağ-bahçeye yatırdığımız sürece, sanayi şehri nitelemesi biraz eğreti duruyor üzerimizde…

**

6. Organize Sanayi Bölgesi ile başladık yazımıza…

Gaziantep Sanayi Şehri olmak istiyorsa;

Yer tahsisi konusunda seçici olmak zorunda.

Parayı bastırana, halıcıya, makarnacıya değil, Gaziantep’e değer katacak projelere tahsis yapılmalı artık.

**

Bulunduğu coğrafyanın sağladığı ucuz işgücü avantajı ile fason ya da ara üretim yapan sanayi yapısından sıyrılması gerekiyor Gaziantep’in…

Yeni teknoloji üretimine, katma değer yaratan ürünlere odaklanma zamanı geldi de geçiyor.

Yoksa 100 halıcıyı 200’e çıkarmak, 50 makarnacıyı 60’a çıkarmak, belki istihdamı arttırıyor.

Ama bu, sanayi şehri olmaya yetmiyor.