Hatay maçı öncesi benimle konuşan herkese ÜZÜLEREK ama OBJEKTİF bir yorumla yenileceğimizi söylemiştim.
Beni bu fikre sevk eden şey ise Erol Bulut’un futbol mantalitesiydi.
Kadro mühendisliğinden bihaber, oyun sistemleri ile bilgisi kısıtlı bir hocadan mucizeler bekliyorsunuz dediğim arkadaşlarım beni ACIMASIZLIKLA suçlamışlardı.
Maç sonunda maalesef ben haklı çıktım ki keşke ben yanılsaydım…
Ömer Erdoğan, Erol Bulut’tan daha az takım çalıştırmış ve tam tabiri ile daha kariyersiz bir hoca. Ancak geçen yıldan beri oynattığı futbola bakılırsa ligimizdeki hocaların içinde ilk 3’e girer. Ama adam susup işini layığı ile yapmaya devam ediyor. Bizde ise hep bir bahane, hep bir bahane…
Maxim gelsin dertler bitecek havası ile her hafta yavaş yavaş eriyoruz.
Maxim bahanesi de bitti buyurun…Hele deplasmanlarda bırakın erimeyi direk buharlaşıyoruz.
Buna rağmen kendisi FENERBAHÇE günlerine atıfta bulunup hayal aleminde gezinmeye devam ediyor.
Kişiliğini bilmem. Muhtemelen nefsimden âlâ biridir. Ama futbol bilgisi olarak bayağı bir gelişmesi lazım.
Dün ilk yarıda ne yaptığını bilmeyen bir takım vardı sahada. Devre arası küçük bir istatistik vereyim.
Atılan şut;
Hatay 9
Gaziantep 0.
Arkadaşlar hiç mi rakip analiz edilmez? Hiç mi çalışılmaz. Adamlar arkamıza 4 top attı ikisi ofsayt olmasa gol yazacak. Diğer ikisini de Günay çıkardı.
Hakem de size sırtını dönüp Kitsiuo’ya yapılan penaltıyı vermeyince “ayazda kalmış gibi donup kaldık”…
Papy hata yaptı diye 10 maç ceza verilmez. Adam takımın maestrosu. Ama siz Papy’e kesik atıyorsunuz haftalardır. Onun da sanki umurunda. Alıyor parasını bakıyor keyfine. Asıl cezayı takıma kesiyorsunuz haberiniz yok.
İkinci yarı ayrı bir komedi. Saldım çayıra Mevla’m kayıra haydi babam saldıralım. Saldırmasına saldıralım da bir sistem içinde yapsak ya bunu…
Caulker abim penaltıyı yaptırdı. Hani ona kızamıyorum da hem pozisyon icabı oldu her şey hem de kendisinin yeteneği oynadığı kadar. Ardından yine onun kanadından elin oğlu Ronaldinho golü attı.
Dakika olmuş 80 yedek kulübesindeki kaliteli ayakları ancak sahaya sürüyorsun.
Bu maçın temposu kimseyi aldatmasın. Bakın yine söylüyorum ;Bizim rakip analizimiz ve oyun aklımız yok. Hele içerden gelen futbolcular da hocadan rahatsız cümlesi beni sahadaki oyundan daha da tedirgin ediyor.
Bir de maç sonlarındaki konuşmalara dikkat çekelim. Her ağzınıza geleni söyleyemezsiniz, söylememelisiniz. Futbolcularınızı basının önüne atmamalısınız, taraftara düzgün ve yapıcı beyanat vermelisiniz vesaire vesaire…
Lakin bütün bunları göz ardı edip, saha içinde rakip kulübe ile didişip, benden önce Fenerbahçe 6-7 ci oluyordu, ben başarılıyım havasından kurtulmalısınız…
Şapkanızı önünüze koyup düşünmelisiniz, yoksa adama “SAKİN OL ŞAMPİYON. Hayırdır” derler. Hem de en kısa zamanda.
Benden söylemesi…