Kış aylarının gelmesiyle birlikte sağlık deposu lahana tezgahlarda yer alıyor. Lahana yüksek vitamin, mineral ve antioksidan içeriğiyle vücudumuza birçok fayda sağlıyor. Doğada beyaz, mor, yeşil ve kırmızı olarak bulunmaktadır. Lahanada en çok bulunan K vitamini, kan pıhtılaştırıcı etkiye sahiptir ve kan kalsiyum seviyesini düzenler ve kemikleri güçlendirir, kalp hastalıklarını da önlemeye yardımcıdır. Lahananın içerdiği B vitamini, enerji metabolizmasını düzenleyerek, kilo vermeye yardımcı olabiliyor. Lahanada yüksek miktarda bulunan C vitamini kemik, kas ve kan damarlarının sağlığını koruyor. Lahana içerdiği oranda içerdiği sülfürlü bileşenler ve polifenol sayesinde çok iyi bir antioksidandır. Böylelikle vücudumuzda oluşan serbest radikallerin hasarlarından bizi koruyor. Vücudumuzda serbest radikaller fazla olursa damarlarımıza zarar vererek kalp hastalıklarına neden olur. Kırmızı lahana yüksek antosiyanin içeriğiyle antioksidan özelliği gösterir ve rengini bu bileşikten almıştır. Antosiyanin tüketimi arttıkça koroner arter hastalıkları azalır ve kan basıncı düşer. Yapılan araştırmalara göre, antosiyaninden zengin bir beslenme kalp hastalıkları riskini 5 azaltmaktadır. Brüksel lahanası ise omega 3 ve kaempferol içeriği ile inflamasyon oluşumunu engelleyerek kalp damar sağlığını korumaktadır. Ayrıca Brüksel lahanasının hem zayıflatıcı hem de kanser önleyici etkisi bulunmaktadır. Yüksek tansiyonun önüne geçmek için potasyumu arttırmak ve sodyumu azaltmak gerekir. Lahana içerdiği yüksek potasyum ile yüksek tansiyonu önler. Çünkü potasyum vücutta sıvı ve elektrolit dengesini sağlayan önemli bir mineraldir. Potasyum vücuttan idrar yolu ile sodyum atımını arttırarak kan basıncını düzenler. Karadeniz’in en tipik sebzesi olan karalahana kanser önleyen besinler arasında en üst sıralardadır. Lahana içerdiği vitamin, mineral ve antioksidanlar sayesinde solunum yolu enfeksiyonlarını önler. Dolma, salata, turşu ve çorba gibi çeşitli şekillerde tüketebilirsiniz.
GUATR HASTALARI DİKKAT!
Guatr hastaları lahanayı çiğ olarak tüketmemelidir. Çünkü lahanada bulunan indol ve izotiyosiyanat adlı bileşikler guvatrojenik etki gösterebilmekte ve guatr hastalığına yol açabilmektedir. Fakat sebzeler pişirildiğinde uçucu olan bu bileşiklerin miktarı azalır. Bu nedenle çiğ olarak değiş pişirdikten sonra tüketmelidirler.