S Ü R E Ç

İsmini “süreç” koyduk!

Şimdilerde onunla yatıyor, onunla kalkıyoruz…

Hiç şüphesiz ülkemin en önemli sorunu, problemi; “sürecin” çağrıştırdığı PKK terörü.

Cümle âlem gibi bende, bizde, herkeste istiyor terörün son bulmasını, kanın durmasını.

Ve ihtimal dahi vermiyorum, terörün devam etmesini isteyecek bir ben-i âdemin olacağını.

 

***

 

Bitsin bu acılar, dinsin anaların gözyaşları, bu zulüm!

 

***

 

Ama…

Bir de ülke gerçeklerinin göz ardı edilmemesi gereken özel problemleri, açmazları, çıkmazları var.

Bu açmazların, çıkmazların üstüne “süreç” öyle bir çöktü ki, sağımızı solumuzu göremez olduk.

Muhakkak bu “süreçle” ilgili gelişme her şeyin üstünde. Her şeyin üstünde de olmalı.

 

***

 

Şu aralar ülke genelinde yazılı basın olsun, görsel basın olsun hatta vatandaş olarak bizler; işsizlikten, yolsuzluklardan, hayat pahalılığından, geçmemesi gereken kanunların karambollarda nasıl geçirildiğinden, üniversitelerde ki öğrenci hareketlerinden (ki; sadece haber olsun diye bir iki televizyon kanalında gösteriliyor. Nedenler araştırılıyor mu? Hayır!) söz ediyor mu?

Televizyon kanalları haber bültenlerinin ilk 10-15 dakikasını “süreç” haberlerine ayırıyor.

Daha sonra…

Daha sonrası yok.

Şurada ki trafik kazasında şu kadar ölü şu kadar yaralı…

Yine “erkek terörü”. Boşandığı eşini şu şekilde öldüren koca…

V.s… V.s…

 

***

 

Şimdi denecek ki; “süreç” sırasında bunlar önemli şeyler mi ki?

Doğru. Önemli şeyler değil

 

***

 

 

 Ülke için hayati önem taşıyan bir “süreç” yaşanırken?

Bütün devlet ricalinin bu önemli olguya kilitlenmesi gerekirken?

 

***

 

Başbakanın Moğolistan’dan dönerken Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir “araştırma komisyonu” kurdurarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin iktidar ortağı olduğu dönemi inceleteceğini açıklıyor!

 

***

 

“Şimdi bunun sırası mı be başbakanım” diye sormazlar mı?

Memleketin, milletin otuz küsur yıllık kangren olmuş bir açmazı çözmek için çırpındığı bir dönemde bunun sırası mı?

 

***

 

Başbakanın gözünde MHP zaten “yavru muhalefet”.

Eğer maksat MHP’yi Türkiye Cumhuriyeti siyasi arenasından silmekse ki; zaten sizin gözünüzde “yavru” size ne zeri zoru olur?

 

***

 

Yok, bütün bu girişimlerin altında başka şeyler varsa… Bu da bizim bilemediğimiz şeylerdir herhalde.

 

***

 

Geçmişte yaşamak…

İnanın kişiye hiçbir şey kazandırmaz, kazandırmıyor.

 

***

 

Önemli olan geçmişten dersler alarak; geleceği iyi görmek, yol haritalarını iyi çıkartmaktır…

Eğer geçmişten dersler alamamışsak; geçmişteki küslükleri, kırgınlıkları hatta düşmanlıkları beynimizde halen yaşatıyor, intikam peşinde koşuyorsak; inanın bu kişiye hiçbir şey kazandırmaz, kazandırmıyor.

 

***

 

Bırakalım hep beraber birbirimizden dünün hesabını sormaktan, kapanmış yaranın başını koparmaktan.

Herkes yaşadığı anı, yarınlarını düşünsün, yarınların ütopik yasıyla yaşasın.

Dün dünde kalmıştır, yine dün dünde kalsın…