I
……………….Sultan’a suya gider çifte belikli gelin
……………….Tezgâhta oturmaktan ağrıtır narin belin
……………….Saçını ip eder de alır testiyi sırtına
……………….Yol göstermek gerekmez, kadınların merdine
Sağı Asar Kayası, Kıble Kayası solu
Karşısında Erenler
Erenler’de ladinler
Yarış eyler dört mevsim duaya
Pirlerkondu’da
/Yürü gelin yürü sekişin keklik
İçtiğin sudandır yürekte peklik/
II
Dörtnala atın ayak sesleri
Tozu duman edip gelir boğazdan
Alâeddin Keykubat ve askerleri
Bir kavgadır sürer ezelden
O toprak senin bu toprak benim
Horoz öter, iki bey çıkar yola
Konya Antalya sınırı olur buluşulan nokta
Komutanlar tutuşurlar elleri
Vurulur kâğıt üstüne mühürleri
Geri sürer atları Keykubat
Gittikleri yoldan Pirlerkondu’ya
III
Atları severdi oldum olası
Binerdi doru ata binerdi kır ata
Koşardı dörtnala yarışırdı kuşla
Aradığı
Akan bir dere bir de yeşil yaprak
Göç eyledi Orta Asya’dan Pirlerkondu’ya
Geldi kondu yurt edindi üç kayanın üstünü
Oğuz boyundan, Piri Şemsi Bey oymağı
O gün adı Pirlerkondu bugünse Taşkent
Kendisi şirin ilçe, gönüllerde başkent
/Beslerler at ile deve
Geçim gerek her eve
Kurulur bez tezgâhı
Dokunur kınalı ellerde/
Ah olmasaydı vergisi
Doysaydı karınları bez dokumak ile
IV
Erenler’e sırtını yaslar Sultan Pınar’ı
Gündüz güneşe verir, gece aya selamı
Bugün selam sana, hoşgeldin Selçuklu Hanı
Tanışmanın tanığı bir selam da sana
Bir maşrapa su isteğiyle
Dağların kadını
………………Buz gibi pınardan maşrapa dolar
………………İçine bir tutam çam dalı salar
………………Bal şerbeti gibi sunulur Han’a
………………Han içmez dallı suyu, geri verir kadına
Yeniden
Maşrapayı doldurur kadın
İçine çam dalın daldırır kadın
Sunar Han’a
Han şaşırır çam dalına
Vardı elbette bir mana
“Nedir bu çam dalı kadın”
………………Soğuk su hasta eder canı
………………Uzun yoldan gelmiş terlidir Han
………………Suyun içindeki küçük çam dalı
………………Cana şifa olur, damara ise kan
Canının düşünülmesinden mutludur Han
Bir iyilik etmeli gitmeden Pirlerkondu’dan
“Adın nedir güzel kadın, bahşet bana
Bir iyilik edeyim sana”
“Adım bahş edildi beyim, kendi beyime
Gayrisine niye? ”
………………Her evin tezgâhı var, bez dokuruz
………………Ne yazmayı bilir ne de okuruz
………………Vergi artırıldı, pişmez aşımız
………………Kolaylık et beyim gülsün başımız
/
Mübarek oldu yöresine
Töresine aykırı olmayan güzel/
Vergi kalktı bezden bir maşrapa suya
Bir de şiir okundu Han, yüzyıllardır yaşayan dua
“Çamlarınız kurumasın
Güzeliniz farımasın
Sularınız ılımasın
Bezinizden vergi alınmasın”
………………Kurumadı çamımız, ılımadı suyumuz
………………Farımadı güzeller, değişmedi huyumuz
………………Kabul oldu Selçuklu Sultanının duası
………………Anlatılan gerçektir, sanma şair rüyası
Efsaneden adını aldı “Sultan Pınarı”
Yüzyıllardır
Kurda, kuşa, insana
Buz gibi suyundan ikramı
/
Selam olsun gelmiş geçmiş beylere
Kınalı ellerden şifa sunan güzellere