ÖZÜR DİLİYORUM

Yaşanan süreçteki olaylardan ders çıkartmak, öz eleştiri yapmak ve samimi özür dilemek gereğine inanıyorum.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine, kurucu değerlerine, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün ve bu yolda canını feda eden Şehitlerimizin, Gazilerimizin inançlarının, 100 yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca yaşayanlara aynı inançla aktarılmasında yeterli olamadık ve bu günkü koşulları ve geleceğe dair "Gençliğe Hitap"da, Bursa Nutku'ndaki uyarıları özümseyemedik.

Dünün Emperyalizmin Canavarları bugün de vazifelerinin bilincinde olarak 1946/1990 yılları arasındaki 3.Dünya Savaşından sonra, 4. Dünya savaşı senaryoları ile Büyük Ortadoğu Projesinin haritalarını perde perde hayata geçirme oyunundalar.

15 Temmuz, yalnızca darbe Kalkışması ile  FETÖ'nün devleti ele geçirme, iktidarın karşı refleksle yaptığı atakla Ulusal boyutta sınırlandırılamayacak kadar dar çerçevede irdelenen bir hesaplaşma olmamalıdır.

FETÖ'cü Teröristten tabii ki hesap sorulmalıdır. Ancak Kurumların varoluş temel değerleriyle oynamaları da toplumsal bir eşgüdümle, Parlamento çatısı altında Milletin temsilcisi-Vekilleri tarafından değerlendirilmeli, ben yaptım oldudan dikkatle kaçınılmalıdır.

Toplumsal birliğin Nazım'la şiirleştirilen, Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan olmanın şuuru ile Senaryonun diğer perdelerinin sahnelenmesini beklemeden ATATÜRK'ün işaret ettiği Çağdaşlık-Medeniyet tanımı içinde Laik Cumhuriyet, tam Demokrasi, Yargının bağımsızlığı-Hukukun üstünlüğü, İnsan hak ve Özgürlüklerinin uygulanması gereği zorunludur.

Biz , kendilerine aydın tanımı verenler; bu güne kadar kitlelere, bu temel insani değerleri ve sahip çıkmamız gereken felsefeyi anlatmadığımız için kendi adıma özür diliyorum.