Bin bir minnetle ve kendisinin himmeti ile güzel ülkemde tek kalan(!)teknik direktörümüzü takımın başına geçirmiştik.
Kariyerinde Barcelona, Real Madrid, M.united gibi takımlar olması sebebi ile başta bize biraz soğuk davransa da , araya giren önemli şahsiyetleri kırmadığı için geldi ve takımın başına geçti.!!!
O geldikten sonra maç başı attığımız gol ortalamamız 7, yediğimiz 0 oldu.!!!
Şimdiden şampiyonluğu garantileyip şampiyonlar ligi biletimizi de cebimize koyduk.
Hatta ve hatta şampiyonlar ligi kupası garanti gibi de, süper kupa finalini kiminle oynarızın hesabını yapıyoruz.
O geldikten sonra 32 bin kişilik stat ağzına kadar dolduğu gibi dışarı da bir o kadar taraftar izdiham yaratmakta. Kulüp yönetimi de bu mağduriyeti engellemek için stadın dışına 55 adet dev ekran kurarak içeri giremeyen taraftarı memnun etmeye çalışıyor her maçta.
Ayrıca haftanın bir günü sıradan teknik direktörler ( Morinho, Guardiola, Favre, Jorge Jesus, Fatih Terim gibi) gelip kendisinden ders almakta ve dünya futbolunun gelişimine katkı sağlamak adına çalışmalar yürütmekte.
Bütün bunları ve sayamayacağımız bir sürü faydalı şeyi de ücret almadan bila bedel yapması da işin cabası.
Bazen arkadaşlarla toplanıp ve de yatıp kalkıp Allah’ım biz bu adamı hak edecek ne yaptık diye saatlerce düşünüyor, dua edip hatim indiriyoruz…
Taraftar da ha keza bir ekmek yiyip bir tane de sadaka veriyor bu meyanda…
Alt yapı deseniz onun ellerinde bir başka hale büründü. U19 takımının tamamı ve U17’nin yarısı şimdiden Avrupa’nın dev takımlarına imza attı.
Anlayacağınız UÇUYORUZ…
Evet evet farkına vardım biraz fazla UÇTUM.
Dün de gördük ki bu hocadan bir şey olmaz.
Yol yakınken acil çözüm lazım.
Anteplinin deyimi ile “ La get olum get”….
Benim notum şöyle hocaya;
“OTUR, SIFIR”