Osmanlı’da Kadın Hareketi

Kadın hareketi, kadınların erkeklerle eşit olma ve özgürlük mücadelesine verilen addır. Kadınların hak arayışı çok eski tarihlere dayanır. Kadınlar yüzyıllarca zulme ve haksızlığa uğramış, sosyal ve hukuki bir varlığa sahip olamamışlardır. Hatta Orta Çağ Avrupa’sında kadın şeytanla eş değer tutulmuş, büyücülükle ve cadılıkla suçlanarak yakılmıştır. Batıdaki Fransız İhtilalı, Aydınlanma Çağı ve sonrasında Sanayi İnkılâbı önemli gelişmelere yol açmıştır.  Bütün bu hak arama mücadelelerine rağmen kadın hakları konusu göz ardı edilmiştir.  Kadına sosyal ve siyasi alanda yer verilmemesi savunulmuş, gerekçe olarak da kadının hayatının tek boyutlu ve basit olduğu, kadının biyolojik ve yetenek olarak erkekten zayıf olduğu, kadının vazifesinin kocasına itaat etmek, ev işleri ile ilgilenmek ve çocuklarını büyütmekle sınırlı olduğu ileri sürülmüştür. Fransız İhtilalı’nda erkeklerle birlikte savaşan kadınlar, erkeklerle aynı haklara sahip olamamış, aydınlanma çağı kadınların hayatında bir aydınlanmaya yol açamamıştır. Sanayi Devriminden sonra ise kadınlar işçi olarak çalışmış, ancak erkeklere göre daha az ücret almışlardır. Kadın sorununa kapitalizm yenilerini eklemiştir. Bu gelişmeler kadınlara hak arayışı konusunda itici güç olmuştur.

 

Osmanlı Devletinde kadın hareketi yaşanan dönüşümlerin ve Batının etkisiyle başlamıştır. Modernleşme,  II. Selim ve II. Mahmut dönemlerinde başlamış, meşrutiyet döneminde ise belirginleşmiştir. Modernleşme çalışmaları kadınları da etkilemiş, kadın taleplerini dile getiren dernekler kurulmuş, Osmanlı kadınlarını da hak arayışına yöneltmiştir. Osmanlı kadınları kurdukları dernek ve dergilerle seslerini duyurmaya çalışmış, yazılı basını kullanarak örgütlenme imkânı bulmuşlardır.

 

Miras, mülkiyet, boşanma hakkı ve istediği kişi ile evlenme hakkı olmayan, sosyal hayatı, çalışma hayatı olmayan Osmanlı kadını kendini insan olarak kabul ettirme, toplumsal hayatta var olma, çalışma,boşanma, eğitim hakları ve siyasal haklar elde etmek için mücadele etmişler;  sadece eş ve anne kimliği üzerinden tanımlanmaya karşı çıkmışlardır. Dergilerde kadın talepleri dile getirilmiş, kadınlar yazılarıyla uğradıkları haksızlıkları dile getirmişlerdir. Kadınları eğitmek ve meslek hayatına hazırlamak için çalışmalar yapılmış, meslek öğreten dikim evleri ve fabrikalar açan dernekler kurulmuştur. 1916’da Enver Paşa önderliğinde kadın istihdamını sağlamak için Osmanlı Kadınları Çalıştırma Cemiyeti İslamiyesi kurulmuştur.

 

Osmanlı Müdafaa-i Hukuki Nisvan Cemiyeti faaliyetleri ile Kadınların dış kıyafetinin ıslahı, çalışma hayatlarının ıslah edilerek sefaletin azaltılması, eğitimin genelleştirilerek kadınların kültür seviyesinin yükseltilmesi hedeflenmiştir. Osmanlı Müdafaa-i Hukuki Nisvan Cemiyeti bir taraftan kadınların her alanda sorunlarını dile getirirken diğer taraftan da sorunlarına çözümler aramıştır.

 

Gerek Batıda gerekse Osmanlı Devleti’nde bir çok alanda ilerleme yaşanırken kadın hakları konusu ihmal edilmiş, hak arayışları erkekler için yapılmıştır. Tanzimat Döneminde başlayan kadın hareketi II. Meşrutiyet döneminde alevlenmiş, Cumhuriyet döneminde ise olgunlaşmıştır. Birçok alanda hak kazanan kadınlar bugün hala kazanımlarını tamamlamaya çalışmaktadır.