OLUR MU BÖYLE DEMEYİN OLUYORMUŞ

 

Dün maariften eski halin önüne 28 dakikada gittim. Belki birileri saçma atma diyorlardır? Doğru bende olsam bu kadar abartılmaz derim de, ama doğru.

Otobüs kalabalıkça. Yani ayakta duranlar var.

Günün en sıcak saatleri…

Otobüs klimasız. Bütün pencereleri açık. Ama hak getire hiçbir şeyin fayda edeceği yok.

Sanki “Şıh Hamamının kazan önü…”

Herkesi ter bastı. Kimileri mendiliyle kimileri bir şeylerle serinlemeye çalışıyor.

 

 

***

 

Benim kafamın içinde acabalar bir birlerini kovalıyorlar.

Acaba, acil bir durumda buralar ne hale gelir?

Allah esirgesin bir yangın olsa?

Ambulansın acilen yetişmesi gereken hayatı bir vaka olsa…

Olsa! Olsa! Olsa!...

 

***

 

Ben bu düşüncelerden tam bunalmak üzere iken, otobüse bindiğimde yanına oturduğum ihtiyar imdadıma yetişti.

Antepli misinden başladık.

Arkadaşımız Türk tepeliymiş (Kürt tepeli) 80 yaşındaymış. Ve namerde el açmamak için bu yaşta 25 Aralık Devlet Hastanesinin önünde kundura boyacılığı yapıyormuş. Ayakları çok ağrıyormuş, onun için yürümekte çok zorlanıyormuş.  Evi Türk tepenin eteğinde olmasına rağmen çıkarken Allah canını alıyormuş.

Ama bütün bu olumsuzlukları 5-6 sene önce aldığı hurda bir motosikletle gidermiş. Hurda da olsa kendini evde işine, işinden de evine getirip götürüyormuş.

 

 

***

 

“Bir süre önce işini bitirmiş evine gitmek için motoruna binmiş… Ama gözü kör olasıca motor çalışmamış. İterek çalıştırmak istemiş gücü yetmemiş. Bu sırada sırım gibi bir delikanlı kendini seyrediyormuş.

“Evlat ben şu motora binsen sen beni arkadan yiter misin, motor çalışmıyor da” demiş.

Delikanlı “olur amca sen bin ben seni iterim” diyerek, biraz itmiş. Ama motor yine çalışmamış. Bu defa delikanlı “amca bir de ben deneyeyim demiş” ve motora binmiş. Biraz ayaklarının yardımıyla şöyle böyle derken motor çalışmış.

Bizim arkadaş motoru çalışınca sevinmiş.

Sevinmiş ama sevinci kursağında kalmış. Neden mi? Motor çalıştıran genç arkasına bakmadan çekip gitmiş.

Gidiş o gidiş.”

Ben bu hikayeyi ağzım bir karış dinlerdim…

Ve sadece adama, kırk yıl düşünsem aklıma böyle bir şey gelmez.”  Dedim.

 

Adam daha bu bir şey mi ki…

Böyle benim gibi motosikleti olan ihtiyarların yanına yaklaşan gençler: “Aman amca dikkat et motorunu kaçırırlar ha” diye yaklaşıyorlar. “Nasıl kaçırırlar be oğlum” dediğinde de, “bak göstereyim sana diyerek adamın motoruna biniyor ve haydi eyvallah…”

Adamın gözünün içine baka baka motorunu götürüyorlarmış(?)

 

***

 

Bu hikâyeler iyi geldi. Zamanın nasıl geçtiğini, hatta bunaltıcı sıcağı bile unutmuştum.

Ama her şeye rağmen baktım ki, bu yolun biteceği yok, Eski Halin önünde inerek Kemikli Bedestene kadar yürüdüm.