Okullaşma, okul çağındaki çocuklara öğrenim görme olanağının sağlanmış olması anlamına gelmektedir. Okullaşma oranı en önemli eğitim göstergesidir ve basitçe ilgili eğitim düzeyine (okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim) kayıtlı tüm öğrencilerin, ait olduğu eğitim düzeyindeki nüfusa bölümü olarak tanımlanır. Okullaşma oranları, farklı eğitim düzeyleri itibariyle ülkelerdeki eğitime katılımı, erişimi veya eğitimin yaygınlığı hakkında bilgi veren ve buna dayalı olarak ülkelerin eğitim çağındaki nüfusun eğitim ihtiyaçlarını ne ölçüde karşılayabildiğini gösteren göstergelerdir.
Okullaşmayı azaltan unsurlardan biri de devamsızlıktır. Devamsızlık oranı 20 gün ve üzeri özürlü ya da özürsüz devamsızlık yapan öğrencilerin sayısının ilgili kademedeki tüm öğrenci sayısına bölünmesiyle hesaplanıyor. Örneğin, ilköğretimde 20 gün ve üzeri devamsızlık yapan öğrenci oranı hesaplanırken devamsızlık yapan öğrenci sayısı toplam ilköğretim öğrencilerinin sayısına bölünüyor.
2020 yılına kadar bazı eksikliklerine karşın MEB tarafından düzenli olarak paylaşılan gösterge, 2021 ve 2022 yıllarında paylaşılmadı. Bu, salgın döneminde devamsızlık takibi yapılmamasıyla ilişkili olabilir. Diğer yandan, salgın öncesinden farklı olarak ne idare faaliyet raporlarında ne de bütçe teklifi kapsamında paylaşılan göstergelerde 20 gün ve üzeri devamsızlık yapan öğrenci oranı göstergesi bulunmuyor.
Devamsızlığa ilişkin verilerin sadece MEB tarafından toplanabilmesi, kurumun bu verilerin paylaşımına ilişkin sorumluluklarını artırıyor. Mevcut durumda Türkiye geneli ilköğretim ve ortaöğretim ayrımında paylaşılan verinin farklı kademeler için paylaşılması geçmiş yıllarda ihtiyaçların tespit edilebilmesini sağlamıştı. Örneğin, 2019 verilerine göre genel ortaöğretimde %25,1 olan oran, mesleki ve teknik ortaöğretimde %40,7’ye kadar çıkıyordu. Ayrıca farklı sınıf seviyelerinde de devamsızlık pratiklerinin farklılaştığı biliniyor. Örneğin, ikinci dönem sonunda kademeler arası giriş sınavlarına girecek 8. sınıflar ve 12. sınıflar daha fazla devamsızlık yapma eğilimindedir. Bunun yanı sıra devamsızlık pratikleri, bölgesel olarak da farklılık gösterebilir. Bu farkların tespit edilmesi yerele özgü politikaların oluşturulması için de gereklidir.
8 Eylül 2023’te MEB Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikte devamsızlığın önlenmesine yönelik bir karar da yer alıyor; “önleme, müdahale ve yönlendirme komisyonunun devamsızlık yapan ve sınıf tekrarı riski bulunan öğrenci velisini devamsızlığın 5 inci gününde okula davet” edeceği ve “devamsızlık nedenlerini ortadan kaldırıcı çalışmaları işbirliği içinde yapacakları” belirtiliyor. Devamsızlık süresine ilişkin “özürsüz 10 günü, toplamda 30 günü aşan öğrenciler, ders puanları ne olursa olsun başarısız sayılacak” ifadesi yeni yönetmelikte de yer alıyor. Önleme, müdahale ve yönlendirme komisyonunun kurulması ve katılımcılık ilkesi çerçevesinde öğrencilerin devamsızlık nedenlerinin veliler dahil edilerek çözülmesi olumlu bir politika değişikliğidir.