ÖĞRENCİM DİYOR Kİ!

            Bugün öğrencilerimin birçoğu torun sahibiler. Hâlâ birçok öğrencimin dert küpüyüm. Bazı konularda, beni arayıp sorarlar. 

            1970’li yıllarda, babası Gaziantep İçki Fabrikasında işçi olan, ismi bende saklı bir öğrencimden, bir iki gün önce elektronik posta ile aldığım yazıyı, olduğu gibi aşağıya sunuyorum.

            xxx

“Sevgili Öğretmenim;

Sizin de  bildiğiniz gibi, 12 Eylül döneminde ben de  işlemediğim bir suçtan

dolayı maalesef idam cezası ile yargılandım.

1 yıl tutuklu kaldım. Allahtan, ben 1 yıl sonra aklanıp beraat ettim.

Beraat etmeme rağmen yasaların vermediği cezayı siyasal iktidarlar verdi. Yine sizin de bildiğiniz gibi ben okuduğum okullarda en başarılı 1-2 öğrenciden biriydim.

Kamuda göreve başladım. O sınavı da Türkiye çapında dereceyle kazandım. Tüm bunlara rağmen kendini devlet yerine koyan sağ iktidarlar ve demokrasi karşıtları beni her zaman ‘Sakıncalı Piyade’ gördüler.

Çalıştığım her alanda başarım karşısında herkes alkış tuttu ama gelebileceğim makamlara hiç bir zaman getirmediler. Çalıştığım işte her zaman ‘Solcu, Sakıncalı’ diye bilindim ve hep bu gözle baktılar.

Bu durum çocuklarıma da yansıdı. Bugün benim küçük oğlum iki defa hâkimlik sınavını kazanmasına rağmen, mülakatlarda elediler. Kendisinden çok daha az puan alanlar ise bu gün 2-3 yıllık hâkim veya savcı.

Türkiye’de Adalet, maalesef adaletsizlik kuralı haline geldi.
Ama ben hiç bir zaman, bana ve çocuklarıma yapılan haksızlıklar karşısında eğilmedim, yıkılmadım.

Çocuklarımda aynen benim gibi. Ben her zaman İnönü'nün bir sözünü kendime rehber edinmiştim. ‘Bu ülkede namuslu insanlarda en az namussuzlar kadar cesur olmalıdır.’

Başka bir özelliğim ise; birilerinin gücü bana yetebilir ve beni kırabilir, ama asla eğilmeyi sağlayamaz.

Eğilmeyen, bükülmeyen, her ortam ve şartta dimdik ayakta kalan dost ve arkadaşlarıma selam ve saygılarımı sunarım.”

xxx

Bu öğrencim çalışkan öğrencilerim arasındaydı.

            Anlayamadığım bir nokta, isnat edilen suç ne ise berat etmesi, o suçu işlememiş olmasını göstermesine rağmen, her konuda, 1980 sonrası iktidarların, sabıkalıymış gibi karşısına çıkmış olmasıdır.

            Anlayamadığım diğer bir hususta, kendisinin, hem de beraatla sonuçlanan yargılanmasının, eğer konu anlattığı gibi ise, çocukları ile irtibatlandırılmış olmasıdır.

            Bir anlayamadığım nokta da, çocuğunun yazılıda yüksek puan alıp, mülakatta kaybetmesidir!