MEB; 2012-2013 öğretim yılının sonunda karneler dağıtılırken, her zaman yaptığı gibi ani bir karar alarak, öğrencilere serbest kıyafet konusunda “görüş” sordu. Okul müdürlüklerinin o anda buldukları veliye sorarak doldurttukları “serbest kıyafet istiyorum/istemiyorum” şeklindeki soruya verdikleri cevaba göre bu öğretim yılında neredeyse eskisinden daha fazla oranda tek tip kıyafete dönüldü.
Eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, okullarda kılık kıyafetin serbest bırakılmasıyla ilgili olarak o dönemde basına yansıyan haberlere göre, serbest kıyafet eleştirilerine şöyle cevap vermişti; ''Okul dışında aynı mahallede bir arada bulunan çocuklar, okul ortamında da birlikteliklerini sürdüreceklerinden farklı bir durum söz konusu olmayacaktır.'' Dinçer, dünya uygulamalarına bakıldığında, özellikle gelişmiş ülkelerde zorunlu bir kıyafet uygulamasının bulunmadığını ifade etti. Bu duruma örnek olarak da, Fransa'da 1968 yılından bu yana, birkaç istisna dışında okullarda tek tip okul kıyafet kullanılmadığını, Almanya'da okul üniformalarının 2.Dünya Savaşı'ndan önce kullanıldığını, okullarda üniforma giyme zorunluluğunun 1980'li ve 199O'lı yıllarda neredeyse tamamen ortadan kaldırıldığını, Kanada'da devlet okullarında okul kıyafeti uygulamasının bulunmadığını, bazı okullarda ise kıyafetlerin okul aile birliğinde oy hakkına sahip velilerin yüzde 55'inin onaylaması sonucu seçildiğini, İngiltere'de tek tip okul kıyafetinin 1950'lere kadar devam ettiğini, sonrasında ise 'Butler Reformu' ile ortaöğretimde farklı tipte okul kıyafetleri kullanılmaya başlandığını, Belçika ve Hollanda'da okul kıyafeti kullanılmadığını, ABD'deki uygulamaların ise eyaletlere göre değişmekle birlikte, genel olarak devlet okullarında zorunlu olmadığını, ifade etti.
Bütün bu görüşler bir yanda dururken, öğrenci kıyafetleri konusunda, dağ, fare doğurmuştur. Bu konu ile ilgili olarak geçen yıl kamuoyunda yapılan tartışmalar yok sayılmış, yapılan açıklamalar ve özgürlükler yolunda atılan adımlar dikkate alınmamıştır.
Yazılarımızı takip edenler bilirler, biz de, o dönemde yazdığımız yazılarda, öğrenci kıyafetlerinin serbest olması yönünde kanaat bildirmiş, okulun, toplumun aynası olduğu espirisiyle, atılan bu adımı desteklemiştik. Hatta daha ileri giderek, öğretmenlere de serbest kıyafet uygulaması getirilmesini önermiştik.
Öğrencilere tek tip kıyafete karşı olan görüşlerin temel çıkış noktaları, ifade özgürlüğünü engelleme, akademik basari ile doğrudan ilgisinin kanıtlanmaması gibi hususlar etrafında toplanmaktadır. Bu konuda birkaç başlıkla ifade edecek olursak;
• Okullardaki kıyafet zorunluluğu yönetimsel gücün ifadesidir. Bu uygulamayı talep eden okullar genellikle fakirlerin ve azınlıkların yaşadığı semtlerdedir.
• Yapılan çalışmalar da göstermiştir ki, akademik basari anlamlı biçimde artmayacak, ortaya çıkan problemlere değen bir sonuç elde edilmeyecektir.
• Tek tip kıyafet tekdüzelik, bireyselliğin, spontaneliğin ve yaratıcılığın azalması gibi sonuçlar doğurur.
• Kıyafet okulların "öğrencileri eğitme" amacı için hayati bir önem taşımaz. Okulların kıyafetten önce ele almaları ya da çözmeleri gereken çok daha ciddi sorunlar vardır.
Tek tip kıyafeti savunanların, görüşlerinde ise okullardaki güvenlik algısı, öğrencilerin sınıf ortamında, kıyafet çeşitliliğinde geri kaldıklarında psikolojik olarak etkilenmeleri ve ailelerin ekonomik kaygıları ön plana çıkmaktadır.
Aslında geçen yıl tartışılıp tüketilmiş, öyle ya da böyle bir adım atılmış ve bizim, eğitimin özgürleşmesi yolunda bir adım olarak nitelendirdiğimiz öğrencilere serbest kıyafet uygulaması, MEB’in her zaman yaptığı gibi, bir gecede alınan kararla velilere bırakılmış, büyük sözlerle getirilen bu olumlu uygulama, velilerin sadece ekonomik kaygılarla verdiklerini düşündüğümüz bir kararla, tarihe gömülmüştür.
Kamuda kılık-kıyafetin serbestleştirilmesi tartışmalarının sürdüğü bir ortamda, adeta Mehter temposunu andıran bu karar özgürlüklerden yana olmamıştır. Umarız aynı yasakçı mantık bu konuda da tekrar etmez.