O L M A D I !

 

Evet…

Sayın hanımlar, beyler bu hiç olmadı.

Olmaması gereken, beklemediğim olaylarla herkes gibi bende şaşırdım, sarsıldım.

 ***

Bu inatlaşma niye?

 ***

 Onlar size bir konuda söz verdiler.

Ve diler ki; biz burayı boşaltacağız dediler. Bunu beklemediniz! Neden?

Ve dediler ki; bu hareketin sembolü olan “Gezi Paktta”  sembolik olarak birer çadırımız kalacak, diğerleri sökülecek, park temizlenecek dediler. Bunu da beklemediniz! Neden?

Ve biz bu direnişi sizin verdiğiniz sözlerin tahakkuk etme süresince durdurduk dediler… 

Böyle bir süreç başlamadan bitirdiniz.

 ***

 Daha daha ne yaptınız?...

Mahkeme kararlarına uyacağız dediniz… Uydunuz mu?

Bu konuda halk oylaması yapacağız dediniz… Herhangi bir adım attınız mı?

Doktorlara, sağlıkçılara kelepçe taktınız… Bununla neyi ispatladınız?

Askeri işin içine kattınız. Hani siz askerden medet ummuyordunuz?

Otel lobilerine sığınanlara, AVM’lere sığınanlara müdahale ettiniz… Belki de buralara sığınan insanların hiç birisinin olaylarla uzaktan yakından ilgisi yoktu.       

 ***

 Yerden göğe kadar haklıydınız, provokatörler çok can yaktılar, çok zarar verdiler gücünüzü bunların üzerine yoğunlaştırmak yerine “kurunun yanında yaş’ı da yaktınız.”

Size göre ülke vatandaşlarının yüzde ellisine Kazlıçeşme’nin bütün yollarını açarken.

Ülkenin yüzde ellilik diğer bölümüne bütün yolları kapattınız.

Kazlıçeşmecilere iltifatlar yağdırırken diğerlerine TOMA’larla İLAÇLI SU ve BİBER GAZI yağdırdınız.

 ***

 Şimdi karşınızdaki yüzde elliye bu olayları nasıl açıklayacak, onlardan nasıl itidalli olmalarını bekleyeceksiniz?

***

 Ey Gezi Parkçılar siz yine de itidalli olmalısınız. Hoşgörülü olmalısınız.

Ve verdiğiniz sözde durmalı, atılacak adımları beklemelisiniz.

İnatlaşmaya, sidik yarışına hiç gerek yok…