NELER OLUYOR?

Çözüm diye adlandırılan süreçle hemen hemen birlikte başlayan ama çözüm diye adlandırılan sürecin  gölgede bıraktığı bir süreç daha var. Nisan ayı başından beri gün geçmiyor ki bu gölgede kalan sürece yeni bir haber eklenmesin.

 

Doğu ve Güneydoğumuzda yer alan yer altı ve yer üstü zenginliklerimize ait Nisan'dan bugüne sıklıkla bir maden/enerji sektörü haberi geçiyor ama diğer süreci, akilleri, etkileri-tepkileri, analizleri... okumaktan bu haberlere bakıyor ama "görmüyoruz.

 

TPAO'nun yeni doğalgaz/petrol keşifleri, yeni arama başvuruları, yeni anlaşmalar, yeni dev yatırımlar... Çetelesini tutmadım ama geride bıraktığımız bir aylık dönemde böylesi haber 15'ten fazladır. Son olarak 10 Mayıs 2013 tarihinde Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Sayın Taner Yıldız'ın yaptığı "TPAO'nun halka arzının hazırlıklarına başlayacağız" açıklaması, TPAO'ya çok iş düşeceği ve bu sebeple sermaye katılması zorunluluğuna işaret anlamına geliyor.

 

Yıllardır eleştirilen bu alanda hükümetlerin ciddi bir gayret göstermemeleri, onların isteksizliklerinden değil, dış dengeler endişesinden kaynaklanıyor olmalı.

 

Osmanlı coğrafyasının dağıtılması ve yeni devletçiklerin sınırlarının belirlenmesinde en etkin devlet hiç şüphesiz İngiltere idi. Oluşturulan yapay sınırlar maden, daha özelde petrol, daha genelde ise enerji kaynakları dikkate alınarak oluşturulmaya çalışılmıştı. Bölge coğrafyasının yeniden şekillendirilmesi ve varlığı artık inkar edilmeyen Büyük Ortadoğu Projesi, bir Amerikan projesi olmakla İngiltere'nin buna sessiz kalacağını sanmak, fazla saflık olur. Bu açıdan bakınca, Reyhanlı saldırısının arkasında İngiltere'nin olması bile ihtimal dahilinde gözüküyor. Zira anaakım medyanın söylediğine bakılırsa "kendi derdine düşmüş, düşmesi an meselesi olan, Şam'ın bir mahallesine sıkışmış" Esed'in böyle bir eylemi (en azından) tek başına başaramaması gerekir.

 

Amerika ile ortaklaşa girişilen gerek BOP ve gerekse çözüm diye adlandırılan süreci, kendi menfaatimize evirmek nasıl doğal ise, dış dengelerin de kendi menfaatleri gereği, yeni kaos, kan, kışkıtrma.. içerisinde olmaları doğaldır. Eyalet sistemi dayatmasının Doğu ve Güneydoğumuzdaki su başta olmak üzere yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle yakından ilgili olduğunu düşünüyorum. Zayıf ve kaotik bir ortamda parsayı götürmek çok daha kolaydır, Kuzey Irak'taki fiili oluşum örneğinde olduğu gibi... Geçmişte basın açıklaması sırasında "has..ir" çeken bir belediye başkanının, eyalet sisteminde ve dış güçlerin muhatap alması/tanıması karşılığında ilk olarak TPAO'ya "has..ir" çekmesi kuvvetle muhtemeldir. Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin, petroller konusunda Merkezî Irak Hükümetiyle ters düşmesine benzer bir durumla karşı karşıya kalabiliriz.

 

Reyhanlı benzeri saldırıların tekrarlanmayacağının hiçbir garantisi yok, zira paylaşılmaya çalışılan menfaat çok büyük.