Müzik Ve Resim Yeteneği Olan Öğrencilere BİLSEM’de Engel!

BİLSEM ya da tam ismiyle Bilim ve Sanat Merkezleri, Türkiye'deki özel yetenekli öğrencilerin yetenekli oldukları alanları fark etmeleri ve yetenekleri doğrultusunda gelişebilmeleri amacıyla, okullarına ek olarak eğitim alabilecekleri kurumlar olarak tanımlanıyor.
Yetenek alanları zihinsel, resim ve müzik yetenekleri olarak belirleniyor.
Genel zihinsel yetenek alanı değerlendirmesi, öğrencilerin, sorulan sorulara doğru ve hızlı yanıt verme, yeni bir konu öğrenmek amacıyla sorular sorma, bağlantısız fikirler arasında alışılmadık bağlantılar kurma, verilen görevleri mükemmeliyetçi bir tutum sergileyerek tamamlamada ısrarcı olma düzeyleri belirlenmektedir.
Resim yetenek alanı değerlendirmesi, öğrencilerin aktif, akıcı ve geniş bir hayal gücüne sahip olma, resimleri derinlik ve parçalar arasında uygun oranlar kullanarak planlama, nesneleri ve ortamları ayrıntılarıyla algılayıp çeşitli malzemelerden değişik tasarımlar yapma, özgün üretebilecek potansiyele sahip olma düzeyleri belirlenmektedir.
Müzik yetenek alanı değerlendirmesi, işitsel ve ritmik olarak üst düzey performans gösterme, duyduğu bir ya da birden fazla sesi ve karmaşık müzik cümlelerini hatırlayıp seslendirebilme, çalgı çalma ve şarkı söyleme istekleri üst düzeyde olma ve müzikle ilgili alanlarda fark yaratan çalışmalar yapabilecek potansiyele sahip olma düzeyleri belirlenmektedir.
BİLSEM’lere ilkokul 1, 2 ve 3.sınıf öğrencileri arasından seçim yapılmakta ve sınavlar iki aşamalı olarak uygulanmaktadır. Ancak sınavların yapılış şekli, hangi sınıflardan öğrenci alınacağı ve sınıf öğretmenlerinin önereceği aday öğrenci sayısı sürekli değişmektedir. Şöyle ki;
İlk engel % 20 oranı
BİLSEM’lere aday öğrenci seçimi sınıf öğretmenleri tarafından yapılmakta, sınıf öğretmenleri öğrencilerini yukarıdaki üç alandan ikisine önerebilmektedir. BİLSEM’ler ilk kurulduğunda, aday öğrenci belirleme konusunda herhangi bir kısıtlama bulunmamaktaydı. Sınıf öğretmenleri, yetenekli gördüğü öğrencileri kontenjan kısıtlaması olmadan aday olarak önerebiliyordu. Bir süre sonra sınıf öğretmenlerinin önereceği aday öğrenci sayısı her alan için sınıf mevcudunun % 20;si olarak belirlendi. Yetenekli öğrencilere ilk engel bu şekilde çıkarıldı. 2023-2024 Eğitim Öğretim Yılında ise her üç alandan aday gösterilecek toplam öğrenci sayısı sınıf mevcudunun % 20’si olarak belirlendi. Yani daha önceki yıllarda her alandan aday gösterilecek öğrenci sayısı ayrı ayrı % 20 iken, bu eğitim öğretimyılında her üç alanın toplamı % 20 olarak belirlendi. Sınıf öğretmenleri bu durumda sınıf mevcudunun sadece % 20’sini aday göstermek durumunda kaldı. Toplumumuzda müzik ve resim alanlarına olan olumsuz bakışın bir yansıması olarak, öğretmenler de genellikle zihinsel yetenekli öğrencileri aday göstermek zorunda kaldı. Bu ilk düzenleme, müzik ve resim alanlarında yetenekli binlerce çocuğumuzun sınava girmesini engelledi.
İkinci engel aynı ön değerlendirme
Önceki yıllarda zihinsel yetenek, resim ve müzik yeteneği olan öğrenciler ayrı ayrı kendi alanlarında ön değerlendirmeye alınıp, zihinsel yetenekli çocuklara zihinsel beceri sınavı, resim yeteneği olan öğrencilere resim yeteneği sınavı, müzik yeteneği olan öğrencilere de müzik yeteneği soruları sorulurken; bu eğitim öğretim yılında tümü aynı ön değerlendirmeye alınacak. Yapılacak olan ön değerlendirme sınavında bütün alanlardaki aday öğrencilere aynı sorular sorulacak ve bu sorular zihinsel yetenek alanında olacak. Bu karar, her üç alandaki çocukların temel zihinsel yeteneklere sahip oldukları ön kabulüyle alınmış bir karardır ve pedogojik bir karar değildir. Yani, zihinsel yetenekli çocuklar zaten kendi alanlarında sorulacak sorulardan oluşan bir sınava girerken, resim ve müzik yeteneği olan çocuklar kendi yetenek alanlarıyla ilgili sorulardan oluşan sınava değil, zihinsel yetenek sorularından oluşan sınava girmek zorunda kalacaktır.
Sonuç
Bu durum adil olmaması bir yana, resim ve müzik alanlarında yetenekli olan çocukların önüne çıkarılan önemli bir engeldir.
MEB’in böyle bir kararı neden aldığı bilinmemekle birlikte, çeşitli varsayımlar üzerinde durulabilir. İlki, ön değerlendirmeye girecek öğrenci sayısını azaltmak; ikincisi, her üç alanda yeteneği olan öğrencilerin aynı zihinsel yeteneğe sahip olduklarından yola çıkmak ve üçüncüsü de, resim ve müzik alanlarında yetenekli olan öğrencileri önemsememek olarak düşünülebilir.
Nasıl düşünülürse düşünülsün, her üç halde de vahim bir yanlışlık yapılmış, müzik ve resim yeteneği olan öğrencilerin adeta önleri kesilmiş, gelecekleri karartılmıştır!