Ekmek, Türk kültüründe mutfağın en önemli unsuru olarak kabul edilmiştir. Dünyada hiçbir millet, ekmeği bu denli kimliğinin bir parçası haline getirmemiştir. Türkiye'de ekmeğe büyük saygı duyulur ve nadiren israf edilir.
Türklerin, tarihte et yemeyi bıraktığı zamanlar olduğu, süte ulaşamadığı devirler yaşadığı; ama asla vazgeçmediği gıdanın ekmek olduğu dile getirilir.
Ekmek, bizim kültürümüzde ana yiyecek kabul edilir. Bunu da yanında yenilen her türlü besini, katık olarak niteleyerek ortaya koyarız.
**
Gastronomi şehri olmak ile övünüyor, Gaziantep mutfağının zenginliğini haklı olarak her fırsatta dile getiriyoruz.
Ancak, yazının girişindeki ekmek ile ilgili paylaştığım bilgilere bakınca, siz de bir eksiklik olduğunu düşünmüyor musunuz?
Gaziantep’te kiminle konuşsanız, mutfağımızdan övgü ile bahsederken, ekmeğimizin kalitesizliği konusunda ise fikir birliği yapıyor.
“En kalitesiz ekmeği Gaziantepli yiyor” çok sık duyduğum yakınmalardan birisi.
**
Gaziantep’te fırından aldığınız sıcak pide ekmeği, eve getirene kadar kaskatı oluyor…
Francala ekmeklerimiz, diğer şehirlerin ekmeklerinin yanında tatsız, tuzsuz…
Yufka köy ekmeklerimiz bile eski lezzetinden çok uzak.
Peki kültürümüzde bu kadar önemli bir yer tutan ekmek olmadan nasıl Gastronomi Şehri olmaktan bahsedebiliriz?
Etin seçiminde, terbiyelemesinde ve pişirmesinde büyük titizlik gösteren Gaziantepliler, ekmek konusunda sınıfta kalıyor.
Evlerde bin bir emekle hazırlanan kazan yemeklerimiz, tatsız tuzsuz ekmekle sunulunca bir tarafı eksik kalıyor.
**
Kendisini Gastronomi Şehri olarak lanse eden, mutfağı ile övünen bir şehrin, bu kadar kalitesiz, bu kadar tatsız bir ekmeği sofralara getirmesi, açıkçası övündüğü mutfağı ile tezat oluşturuyor.
Mutfağımızda yemeklerimize koyduğumuz her üründe büyük titizlik gösterirken, bunu ekmek konusunda da yapmamız gerekiyor.
Tabii burada yetkililere de kaliteli ekmek üretimi konusunda iş düşüyor.