Düşün
Bir gün, bir kadın kocasına nereye gittiğini söylemeden terk ederse ne tepki vereceğini merak eder. Bu yüzden ona artık ondan yorulduğunu ve onunla yaşamak istemediğini haber veren bir mektup yazar. Ve daha sonra kendisi de yatağın altında saklanarak mektubu odadaki masanın üzerine bırakır.
Kocası eve geldiğinde mektubu görür ve okur. Ardından kendisi de bir şeyler yazmaya başlar ve şarkı söyleyip dans eder bir vaziyette kıyafetlerini değiştirir. Telefonunu eline alır, bir numarayı çevirir ve “Bebeğim, şimdi üzerimi değiştiriyorum birazdan yanına geleceğim.
Diğer aptala sonunda onunla oyalandığım dank etmiş olacak ki bırakıp gitmiş. Onunla evlenerek çok büyük hata yapmıştım zaten, keşke seni daha önceden tanısaydım. Neyse birazdan görüşürüz tatlım!” dedikten sonra odadan dışarı çıkar.
Gözyaşları ve üzüntü içinde kadın yatağın altından çıkar ve kocasının mektuba yazdığını okumaya karar verir.
Mektubu eline aldığında şöyle yazmaktadır:
“Ayaklarını görüyorum şapşal, ben ekmek almaya gidiyorum.”..!
////
H
Tebessüm adına
Bütün bir tebessüm düğümdür
Ve
Ben,
Tebessümümü bölemiyorum .
Tadı alınmayınca yenen yemeğin lezzeti gibi bu...
Neşeme seni yakıştıramıyorum!.
_leamvinneia
Emine Lavinia Dedeoğlu
///
Gülümse
Amerikalı Bilim Adamı
Karadenizliler, bir konferans düzenlerler.
Bu konferansa konuşmacı olarak ünlü bir Amerikalı bilim adamı da davet edilir. Amerikalı konuk, bir hafta erken gelir, hem tatil yapar hem de Türkleri yakından tanıma fırsatı bulur.
Karadenizliler ile Amerikalı bilim adamı hemen her konuda anlaşırlar, uyum içinde konferans biter.
Ayrılık günü gelir, Karadenizlileri alır bir düşünce.
Biz bu değerli bilim adamına ne alalım? Aralarında toplanırlar, başkan konunun önemini vurgulamak için der ki:
`Biz bu Türk dostu, değerli bilim adamına nasıl bir hediye alalım ki bizi unutmasın? Hem kullanışlı bir şey olsun, hem her eline aldığında bizi hatırlasın?`
Salonda kısa bir sessizlik olur, arka sıralardan
Temel elini kaldırır: `Sünnet ettirelim!!!
///
Kulağına küpe olsun
'Bencillik, insanın istediği gibi yaşaması değil, başkalarını kendi istediği şekilde yaşamaya zorlamasıdır.'
Oscar Wilde