LİSEDE EVLİLİĞE İZİN Mİ ? YA! SONUÇLARI

Milli Eğitim Bakanlığı'nın Ortaöğretim Kurumları

Yönetmenliğine göre lise öğrencilerinin evlendirilmesinin yolu

açıldı.Söz konusu değişikliklerin önümüzdeki günlerde hayata

geçirilmesi bekleniyor.

         Kamuoyunda 4+4+4 diye adlandırılan kesintili zorunlu

eğitimin bir parçası olarak yayınlanan yönetmelikte,lise çağında

çocukların evlenmesine izin verilmesinin hem psikolojik hem de

toplumsal açıdan eleştirilecek birçok yönü bulunmaktadır.

         En başta söylenmesi gereken, lise çağı evliliğe uygun

değildir.Çünkü,çocuk,Psikoloji bilimi bakımından, bu dönemde "ben

kimim" gibi kimlik duygusu geliştirmekte ve kişisel değerlerini

sağlamlaştırmaktadır.

        Kimlik duygusunun ve kişisel değerlerinin oluşumu evlilik

kurumu için önemli görüldüğünden, başta bu sürecin tamamlanması

gerekir.Ancak, lise çağı devam ederken, evliliğe izin verilmektedir.

       Kişisel değerlerin ve duyguların oluşumuna, olanak tanınmadan

erken evliliğe izin vermek, evlilikle ilgili olumsuzluklara yol

açacaktır. Bu olumsuzlukların başında, boşanma oranlarının artması,

çiftler arasında geçimsizlik, düşmanlık duyguları gelir.Tabii ki bu

olumsuzluklardan en çok çocuklar etkilenecektir.Sonuçta, mutsuz ana -

baba,çocuk ve dolayısıyla toplum.

      Toplumsal açıdan bakıldığında ise özellikle kız çocukları

aleyhine olabilecek şekilde olumsuzluklar beklenmektedir.

     Kız çocuklarımıza, erken yaşta evliliğe izin vermek, kadını

toplumsal  mücadele süreçlerinin dışında tutma ve süreçleri kadın

gözünde değersizleştirme ve sadece Anadolu deyimiyle evinin kadını

olarak düşünmek demektir.Başka bir ifadeyle, mevcut iktidar tarafından

dindar nesil yetiştirme görevi için tahsis edilen bu alandaki 4+4+4

kademeli eğitimin uygulamasında yetişecek neslin bir diğer önemli

öğesi olan kız çocuklarını sadece anne rolüne hapsetmektedir.

    Yine, kız çocuklarının lise çağında evliliğine izin vermek, bu

çocukların sosyal hareketliliğini engellemek anlamına gelecektir.Bu

durumunda toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştireceği

kaçınılmaz görünmektedir