KUDÜS -AKSA VE GERÇEKLER

 

Yüzyılın Anlaşması olarak tanımlanan ve 28.01.2020 tarihinde ABD Başkanı Trump ile İsrail Başbakanı Netanyahu’nun düzenledikleri ortak basın toplantısında açıkladıkları tek taraflı plana karşı yapılacaktır. Bu sözde plana göre “Kudüs bölünmeden İsrail´in başkenti” olacakmış! ABD ve İsrail, açıklanan bu plan ile bütün İslam ve insanlık âlemini tahkir etmişlerdir.

KUDÜS

İslam tarihinin kadim şehirlerinden biri olan ve günümüze kadar varlığını koruyan Kudüs, başta Hz. Peygamberimiz ve ashabı olmak üzere bütün İslâm âlemi için, önemi büyük manevi merkezlerden birisidir. Bir İslam şehri olduğu için Kudüs’e Müslümanlar, saadet asrından bu güne özel bir ilgi göstermişlerdir. Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa, Kudüs’tedir. İsra 1: “Bazı ayetlerimizden; ibret ve hikmet mucizelerimizden kendisine göstermek için, kulu Hz. Muhammed’i bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren oradan da bütün gök katlarına yükseltip gösteren O Allah Yücedir. Gerçekten O, her şeyi, herkesi, her sesi işitendir, görendir.” Bu “isra” olayından sonra sahabeler, bu mukaddes beldeye yoğun ilgi göstermiş, Peygamberimizin vefatı sonrasında ise, Kudüs’ü fethetmeyi amaçlamışlardır. Peygamberimiz, vefatından hemen önce Beyt-ül Makdis’in yakında fethedileceğini müjdelemiştir. Kudüs, Hz. Ömer döneminde fethedilmiştir. Bazı sahabeler, ibadet ve ziyaret maksadıyla Mescid-i Aksa’ya özel yolculuklar yapmışlardır.

İLGİNİN SEBEPLERİ

1. Kur’an’da, Kudüs topraklarının faziletine dair birçok ayet vardır. Bu ayetlerde Kudüs topraklarının bereketli kılındığı, bu toprakların mukaddes yerler olduğu ifade edilmiştir.

2. Kudüs’ün; çok sayıda peygamberin yaşadığı mukaddes bir mekân olması ve peygamberlerden miras kalan Beytü’l-Makdis’i içerisinde barındırması, onu önemli kılmaktadır.

3. Mescid-i Aksa’nın etrafının mübarek kılınması ve bu mescidin, Allah’ın yeryüzündeki ilahi ayetlerinden bir kısmını bünyesinde veya çevresinde barındırmasıdır.

4. Mescid-i Aksa’nın Mescid-i Haram’dan sonra yeryüzünde inşa edilen ikinci mescit olmasıdır.

5. Kudüs, Müslümanların ilk kıblesidir. Kıble Kâbe’ye döndürülmeden önce Müslümanlar, namazlarını belli bir müddet Beytü’l-Makdis’e yönelerek kılmışlardır.

6. İsra ve Miraç hadisesi Kudüs’ü kıymetli kılan şeylerdendir.

7. Peygamberimizin Filistin topraklarının bir an önce fethedilmesini arzulaması, bu maksatla Usame ordusunu hazırlatması ve Beytü’l Makdis’in yakında fethedileceğini müjdelemesi de Müslümanların Kudüs’e olan ilgisini iyice pekiştirmiştir.

8. Kudüs’e gösterilen özel ilginin bir diğer sebebi, Mescid-i Aksa’da kılınan namazların, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi hariç diğer mescitlerde kılınan namazlardan daha faziletli olduğuna dair nakledilen hadislerdir.

MESCİD-İ AKSA

Mescid-i Aksa Hz. Âdem döneminde inşa edilmiştir. Hz. Süleyman zamanında ise yenilenmiştir. Hz. Süleyman tarafından bina edilen ve daha sonra yıkımlara maruz kalan Mescid-i Aksa, Beytü’l Makdis olarak da isimlendirilmektedir. Hz. Ömer, Kudüs’e geldiğinde Süleyman Mabedi’nin sadece enkazı bulunuyordu. Kudüs’ün fethinden sonra Hz. Ömer Kudüs patriğinden kendisine Hz. Davut’un mescidini göstermesini talep etmiştir. Patrik, Hz. Ömer’i Beytü’l Makdis’teki bir kiliseye götürmüş ve buranın Hz. Davut’un mescidi olduğunu söylemiştir. Hz. Ömer, patriğin yalan söylediğini, zira Allah Resulünün daha önce Hz. Davut’un mescidini kendilerine tavsif ettiğini ifade etmiştir. Bunun üzerine patrik bir başka kiliseyi göstermiş, Hz. Ömer, onu yine yalan söylemekle itham etmiştir. Daha sonra patrik, Hz. Ömer ve arkadaşlarını Beytü’l Makdis mescidine götürmüştür. Hz. Ömer, İsra gecesi Allah Resulünün girdiği kapıdan Mescide girmiştir. Mescidi gören Hz. Ömer, tekbir getirmiş ve şunları söylemiştir: “Allah’a yemin olsun ki burası, Allah Resulünün bize anlattığı Davut’un mescididir ki kendisi geceleyin oraya yürütülmüştü.” Sonra Rumların İsrail Oğullarına öfkelenerek mezbelelik haline getirdikleri bu mekânı Müslümanlarla birlikte temizlemiş ve Hz. Davut’un mihrabında namaz kılmıştır. Ertesi gün de Müslümanlara sabah namazı kıldırmış, birinci rekâtta Sâd suresini, ikinci rekâtta ise İsra suresini okumuştur. Öğle namazı vakti geldiğinde ise Hz. Ömer, Bilal-i Habeşi’den Mescid-i Aksa’da ezan okumasını istemiş, Hz. Bilal ezanı okumuş, onun sesini duyan sahabeler Allah Resulünü hatırlamış ve gözyaşlarına hâkim olamamışlardır. Kudüs’ün fethinden sonra Hz. Ömer, Mescid-i Aksa’nın yerini tespit ettirerek burada 3000 kişinin namaz kılabildiği büyük bir mescit yaptırmıştır. Hz. Ömer, burada bir hafta kadar da ibadet etmiştir.

ÜÇÜNCÜ FETİH

Kudüs, ilk olarak Hz. Ömer döneminde fethedilmiştir. Daha sonra, Haçlılar tarafından işgal edilen Kudüs ikinci kez Selahaddin Eyyubi tarafından fethedilmiştir. ABD ve İsrail tarafından işgal edilen Kudüs üçüncü kez fethedileceği günü beklemektedir. Kudüs, üçüncü kez mutlaka Milli Görüş ile fethedilecektir.Selam ve Dua ile