Kriz gelince:

Mazlum Cihangir’i tanıyanlarınız vardır. Gaziantep’te yıllarca öğretmenlik yaptı. Burada yaşadığı yıllarda dostluğuna erişmekten kıvanç duyduğum bir Başöğretmen Kemal Atatürk neferiydi.  Şimdi İzmir’de yaşıyor.

Geçen yıl Vahittin Bozgeyik Şiir Yarışmasında ödül aldı. Ödülünü almak için Gaziantep’e geldi. Eski bir dosta kavuşmanın sevincini yaşattı bize.

Her yıl olduğu gibi o yıl da jürideydim. Prensip olarak tanıdığım insanların şiirlerine puan vermiyorum. Buna rağmen o dereceye girdi. Şiiri çok iyiydi. Keşke tanıdığım biri olmasaydı da ben de puan verseydim. Böylece çok daha iyi bir derece alırdı.

Bu arada yeri gelmişken söyleyeyim:

Geçen yılın ödül töreninde söz alan Şair Mehmet Kara, “Yarışma düzenlemeyi biz de düşünmüştük ama arkadaşlar izden önce davranmışlar,” dediydi.

Her yıl, şairin ölün yıldönümlerinde düzenlediğimiz 1 Nasan’a Üç buçuk ay gibi kısa bir zaman kaldı. Bu yıl ödül düzenleme işinde biz yokuz. Biz yorulduk. Bayrağı Mehmet Kara ile arkadaşlarına devrediyoruz. Umarız “2013 yılı ödül verilmedi” diye geçmez Vahittin Bozgeyik Ödül tarihine.

***

Dün bir ileti geldi Mazlum Cihangir dosttan. Otomobil kullanırken kalp krizi geçirenlere altın değerinde bilgilendirmeleri var. Bunu sizlerle paylaşmak istedim:

“Diyelim ki, mesai saati bitti ve siz de akşam 18:30 civarında, alışılmadık derecede zorlu bir iş
gününün ardından (tek başınıza) arabanıza binip evin yolunu tuttunuz. Çok yorgunsunuz ve canınız da
fena halde sıkkın.

Birdenbire göğsünüzde, kolunuza ve çenenize doğru yayılmaya başlayan korkunç bir ağrı
hissediyorsunuz. En yakın hastaneye ulaşmayı başarıp başaramayacağınızdan bile emin
değilsiniz.

NE YAPACAKSINIZ?

Yalnız başınıza iken kalp krizi geçirirseniz nasıl hayatta kalırsınız? Pek çok insan kalp krizi
geçirdiği sırada tek başına oluyor; etrafta yardım edecek kimse bulunmuyor.

Kalp atışları düzensizleşen ve kendisini bayılacakmış gibi hisseden birinin bilincini yitirmeden önce
yalnızca 10 saniye kadar zamanı vardır.

Bu durumda ne yapmanız gerekir? Cevap:  Paniğe kapılmadan üst üste kuvvetlice öksürmeye
başlayın. Arabanızı sağa çekin, motoru durdurun dörtlüleri yakın, arabanın arkasına geçip sırt
üstü yere yatın. (Bütün bunları 10 saniyede nasıl yapabilirsiniz bilemem.)

Ayaklarınızı arabanızın bagajına doğru yukarı kaldırın ve öksürmeye devam edin. Öksürmeden önce her seferinde derin nefes alın. Öksürükleriniz güçlü olsun, derinden gelsin ve uzun
sürsün. Tıpkı göğsünüzde birikmiş balgamı atmaya çalışır gibi öksürün.

Her iki saniyede bir derin nefes alıp öksürün ve bunu ya yardım gelene dek yada kalp
atışlarınız tekrar normale dönene dek sürekli yapın.

Sakın arabanızın içinde oturmayın.  Bu esnada sizi gören insanlar yardım edeceklerdir. Derin nefes almak ciğerleri oksijenle doldurur. Öksürmek kalbe tazyik yapar ve kan dolaşımını rahatlatır. Kalbe uygulanan bu tazyik,kalbin normal ritmine dönmesini kolaylaştırır.

Bütün bunlar size, bilincinizi kaybetmeden önce hastaneye yetişecek zamanı tanır. Ayaklarınız yukarı doğru kaldırılmış olduğundan vücudunuzdaki bütün kan kalbe basınç yapacaktır. Bu pozisyonda yatmak kalbin normal çalışmaya düzenine
geçmesine yardımcı olur.

Bu konuda mümkün olduğunca çok kişiyi bilgilendirin. Bu bilgi sayısız insanın hayatını kurtarabilir! Asla, 'benim başıma gelmez!' diye düşünmeyin. Hayat tarzımızın epeyce
değiştiği şu son yıllarda artık her yaşta insan kalp krizi geçiriyor.”

***

Bütün bunları dikkate alırsanız yaşamınızı uzatmayı başarırsınız.

İsterseniz yazıyı bir Temel fıkrasıyla bitirelim. Bu yazımızı okuyan Temel bir şoför kursuna başvurur. Gerekçesi otomobilde kalp krizi geçirirse yukarıda anlatılan önlemleri uygulamak. Çünkü Temel henüz şoför değil.