Sokak röportajlarının sıkça yapıldığı ve birilerinin eline mikrofonu alıp birilerine uzatıp fikir beyanı almadığı gün yok gibidir.
Ben de kimseden geri kalmayayım diye böyle bir girişimde bulundum.
Öyle acayip bir durumdu ki;
Ne sorduk ne cevap aldık, röportaj yaptığımız kişiyi kırmamak adına kendimizi parçaladık.
Adama başka birşey söyledik, içimizde fırtınalar koptu, asıl demek istediklerimizi midemize gömdük.
Üç beş soruda pes ettik. Devamı gelse hani durum değişebilirdi.
**
Okuyanla samimiyet adına, içimden gelen o sesleri parantez içinde paylaştım. Bakalım beğenecek misiniz?
**
Karşıdan uzun boylu biri belirmişti, boyunu Recep Tayyip Erdoğan’dan, bakışlarını Ahmet Davutoğlu’ndan, konuşma şeklini Muammer Güler’den almış biri. Bakış açısı Hemen hemen İ. Melih Gökçek’le kesişse de , Hüseyin Avni Mutlu’yu da aratmayan söylemler. Arada duygulanıp ağlayınca Aynı Bülent Arınç diyebileceğimiz biri. Fakat tüm bu isimlerle ilgisi olmayan sade bir TC vatandaşı.
Hemen sorduk.
**
Beyefendi müsaitseniz sizinle bir söyleşi yapacaktık.
Tabi efendim memnuniyetle, gazeteci arkadaşlarımıza yardımcı olmak için elimizden geleni yaparız.
Teşekkür ederim efendim. Önce isminizi öğrenebilir miyim.
Şakir AKPAKOĞLU, fakat köyde böyle derseniz tanımazlar. Orada Gamsızların Allı Şakir diye soracaksınız. Kırmızı gömleği sevdiğimden Allı lakabı verdiler.
**
Şakir bey, bu son günlerdeki Kürtlerin KOBANİ, IŞID’ın Arap El Ayn dediği bölgede çatışmalar var ve Türkiye zor bir döneme sürüklenmek isteniyor. Ne diyeceksiniz efendim bu konuda.
Kobani düşecek abi. Orayı IŞID Kürtlere bırakmayacak göreceksiniz.
(Senin verdiğin cevaba çarpayım, Türkiye’yi sorduk, ne diyorsun, ne ile besleniyorsun lan sen)
**
Peki bu sokakta yapılan eylemler ile ilgili söyleyeceğiniz bir şeyler var mı, görüşünüz nedir bu konuda.
Haklılar, yerden göğe kadar. Hükümet bunları telden öteye bırakmıyor. Onlar da tepki veriyor.
(Kesin vitamin eksiliği var bu embesilde, eylemleri de savunuyor)
**
Masum insanlar zarar görmesine, araçlarının işyerlerinin yakılmasına ne diyeceksiniz.
Abi o CHP’lilerin kışkırtması, yoksa bu durumlara gelmez.
(Dilim kopaydı da sormayaydım, ne alakası var CHP ile başka parti ile)
**
Eylemcileri haklı görüyorsun yani, peki destek vermeyi düşünüyor musun
Benim o saatte halı saha maçım var abi, programım olmasa kesin katılıp destek veririm
(Azıcık yüzün kızarsın şerefsiz, ödüm bokuma karışır demiyor da, maçım var diyor. Gitmemen iyi olmuş insanları birbirine kırdırırsın adi herif)
**
İnsanlar tepki veriyor, vatandaş sokağa döküldü, ortalık kan gölüne döndü tüm Türkiye’de, normal bir durum mu bu
Yazık abi yazık, masum insanlar arada kaynıyor. Bu ülkücüler insanları eylemcilere karşı ayaklandırdı. Vebali onlarındır.
(Şunun kafasını kırmasız bitirseydik şu söyleşiyi hayırlısıyla)
**
Değişik bir bakış açınız varmış, tahsilinizi merak ettim Şakir Bey. Ne mezunusunuz.
Objektif bakarım ben abi, kimseyle işim olmaz. Sağduyuma güvenirim. İşletme Fakültesi 2. Sınıftan terk. Ticaret okulumdan ağır bastı.
(Bir de üniversite görmüş. Oğlum sen o kadar okulu nerenle okudun? Kitapları okumadın yedin mi. Azıcık da olsa beyin olmaz mı bir adamda, sen nesin Allı Şakir yav.)
**
Anladım Şakir Bey, Peki son olarak vermek istediğiniz objektif bir mesaj var mı.
Olmaz mı abi. Buradam Milletime sesleniyorum:
(Bir de milletime sesleniyorum dedi lavuk)
Sakın kimsenin oyununa gelmeyin, CHP’lilerin, dış mihrakların, yabancıların oyunudur bu oyunlar. Bu ülkücülerinde dolduruşuna gelip birbirinizi vurmayın.
(Bu kendini ne sandı şimdi, ülkeyi mi kurtaracak ne yapacak zındık)
Hem sonra kimse bizim gücümüzün sınırlarını bilmez. Sabrımızı kimse sınamasın. Tarih bizim zaferlerimizle doludur.
Benim Aziz Milletimi kimse ayağa kaldırmasın. Olabileceklerin önüne kimse geçemez.
Bir daha söylüyorum. Sabrımızı sınamayın.
(Senin de, sabrının da. Bu muydu onca olanla ilgili diyeceklerin. Bu muydu bakış açıların. Şerfesiz adi herif.)
Teşekkür ederiz Şakir Bey, sizi daha fazla meşgul etmeyelim. İyi günler diliyoruz.
(Cehenneme git Şakir, bu kadar kafamazı becerdiğin yeter, Gamsızların Allı Şakir)
**
“Köy yanarken köyün o.rusbusu saçını tararmış” derler büyükler.
Öyle duyarsızlaştık ki, birimizin diğerimizden farkı yok.
Ağzımıza bakılırsa, yokluk görmemişiz.
İki dakikada memleketi kurtarır. Nasihatlarımızı verir, yapılacak İşleri sıralarız.
“Sorarsan hepsi bakire,
Bakarsan hepsi hamile” diyor Küçük İskender.
Yok birbirimizden farkımız.