KONTROL EDİLEMEYEN MECLİS ÜYELERİ

Gazeteci olarak yıllardır, belediye meclis toplantılarını takip ederim.

Meclis öncesi grup toplantılarında yaşananlara, meclis üyelerinin tartışmalarına defalarca şahit oldum.

Şöyle bir bakıyorum, gazetecilik dönemimde mecliste yaşanan tartışmaların büyük kısmı CHP’li meclis üyeleri ile ilgili. Grup toplantılarına katılmamalar, kendi meclis üyesi arkadaşını suçlamalar, grup kararı dışında konuşmalar ve oy kullanmalar…

Neden..?

**

Hani diyorlar ya; CHP’de seçimler aday belirleme sürecine kadardır. Adaylar belirlendikten sonra CHP için seçim biter.

Gerçekten öyle…

Seçimler bittikten sonra CHP’li belediye meclis üyeleri artık serbesttir.

İster gruplara katılır, ister katılmaz. İstediği konuyu meclis gündemine getirir, istediği karara, istediği gibi oy verir. Hesap vereceği hiçbir mercii yoktur. Partisi de bir daha sormaz sen ne yapıyorsun diye.

İlçe başkanları, doğal başkanı oldukları gruplara katılmaz ki, partinin haberi olsun…

Grup toplantılarına katılmaz, grup kararlarına uymaz. İstediği konuyu mecliste gündeme getirir. Bunu sorgulayan, hesap soran bir parti mercii yoktur CHP’de…

**

Bunlardan dolayı da bütün dedikodular, CHP meclis üyeleri ile ilgili çıkar. Çünkü faaliyetler kişiseldir. Parti kararı değildir. Hareketlerde parti disiplini yoktur.

Meclis üyesinin keyfidir belirleyici olan…

Bir sorun yaşandığında da doğal olarak kişisel çıkarlar sorgulanmaya başlar. Çünkü ortada bir parti kararı yoktur, kişisel hareket vardır.

Mesela çok dinlemişimdir;

“Şu kadar dava açtım belediyeye. Her davaya 2 bin – 2 bin 500 TL ödüyorum.”

Hesapladığında meclis üyeliği boyunca davalara 20-30 bin harcayacak.

“Parası var, harcamış mı” demek lazım, “neden harcar” diye sorgulamak mı?

Parti kararı olsa, meclis üyesinden yazılı olarak dava açması talep edilse, bu soruyu sorar mısınız?

Halbuki kimin kaç dava açtığından bile haberi yoktur, ilçe örgütlerinin.

Davalarının ne durumda olduğunu takip eden bir sistemi de…

**

Yıllardır gazeteci olarak takip ediyorum;

Onlarca örneği ile karşımızda;

CHP’li meclis üyeleri, açtıkları davalarla, aldıkları kararlarla tartışılır.

Diğerlerinde parti disiplini vardır, meclis üyesinin değil, partinin verdiği karar tartışılır.

**

Neden kendi başına dava açar meclis üyesi?

Açtığı dava ile gazetecilere demeçler verir, kendi reklamını yapar, partiliye çalışıyorum mesajı ile gelecek dönemi garantiye almaya çalışır da ondan…

İşler sarpa sarınca da nasıl olsa CHP kimliği ile partilinin desteğini alacaktır.

İşte bu sarmal devam ettiği sürece, muhalefette de olsa konuşulan hep CHP ve onun hiçbir zaman kontrol edemediği meclis üyeleri olacaktır.