KONTAĞI KAPATIN!

Dalgınız. Yaşadığımız ekonomik sıkıntılar, iş kaygımız, ayakta durma çabamız, hep bir yerlere yetişmek zorunda olmamız.

Bu kadar koşuşturmanın arasında dalgın olmamakta mümkün değil. Hayat yoruyor, insanlar yoruyor. Düşünsenize gözlüğü kafamıza takıp, gözlük arıyoruz.

Hepimiz zaman zaman anahtarımızı, kalemimizi, gözlüğümüzü bir yerlerde bırakır, daha sonra da nereye koyduğumuzu hatırlamakta zorlanırız. Biraz önce düşündüğümüz bir şeyi yapmaya, yani eyleme geçirdiğimizde o düşüncemiz uçar gider, yapacağımızı şaşırırız.

Bir yerde okumuştum. Şöyle diyordu, dalgın olmakla ilgili...

“Burada söz konusu olan bellekteki zayıflama değil, unutkanlık zafiyeti hiç değil. Bir “dikkatsizlik durumu”, bir “konsantre olamama hali”, bir “kayıt eksikliği zaafı”dır.

 Örneğin arabamızın anahtarını nereye koyduğumuzu zaman zaman hatırlamayabiliriz. Ama çok azımız araban inerken kontağı kapatmamak, anahtarı araba çalışır vaziyette iken unutmak gibi bir yanlışı yaparız. Kısacası dalgınlık da çoğu zaman “bir yere kadardır” ve önemli bir durum olduğunda bir şekilde telafi edilir. “