Kışkırtılmış erkeklik…

 

Evet, yine cinayetlerle dolu bir haftayı kapattık. Yeni bir haftayı açtık. 

Her yapanın yaptığı yanına kalınca, kışkırtılmış erkekler çoğalıyor.

 Baksanıza Mühendis, iş güç sahibi, etiket iyi. Fotoğraflarına bakınca, suçlu olabileceği aklıma bile gelmez. Kısacası, tipine bakınca adam zannediyorsun. Öğreniyorsun ki, çocuğu yaşında, üniversite okumak için geldiği şehirde tutunmaya çalışan bir genç kıza, önce tecavüz ediyor. Sonra öldürüyor. Bu da yetmiyor parçalara ayırıyor. Genç kızın, vücuduna jiletle adını yazıyor.  Bu nasıl bir ruh halidir.

Bütün bunları yaptıktan sonra ailesinin, dostlarının yüzüne nasıl bakıyor? Nasıl hiçbir şey olmamış gibi yaşamını sürdürüyor? Çok merak ediyorum.

Bu katiller çok kısa bir süre sonra salıverilir.

Neden mi?

Takım elbise giyer. Genç kızın kendisini baştan çıkardığını söyler. Pişmanım der ve serbest kalır. Sonra haber yapan basın kuruluşlarını suçlar, hayatımı çalıyorsunuz der. Sanki kendi 21 Yaşındaki Azra’nın yaşamını, hayallerini, ailesinin umudunu çalmamış gibi…

Bu katillerin bu kadar kolay serbest kalmalarına, normal bir şekilde bizlerle aynı ortamda yaşamasına tahammül edemiyorum.

**

Erkek terörü her yerde…

İşyerinizde erkek her zaman daha güçlü, daha zeki gibi düşünülür. Trafikte, hele de büyük araç kullanıyorsa, toplu taşıma aracı mesela egosu da o kadar büyüyor.

Daha geçen gün yaşadım. Minibüs şoförü camdan  sarkıp gevrek gevrek gülerek, “aynanı kırayımda gör. Aynanı kırıyım da gör” diye seslendi. Ki bu arada ben aracımı düzeltiyorum. Yolunu açıyorum.

Bu trafik terörü değil mi?

**

Kışkırtılmış bir erkeklik egosu ve bastırılmaya çalışılan kadınlar topluluğu haline geldik. Allah daha beterinden saklasın, diyeceğim daha beteri ne olabilir?

İstanbul sözleşmesinden çıkmayalım diye boşuna denilmemişti.  Herkes yaptığının cezasını gerçek anlamda çekse, bir daha suç işlemeye cesaret edemez.

Takım elbise giydi, yok pişman oldu, diye ceza almadan yada sembolik cezalarla bu kişiler salıverilirse, biz bu tür haberleri daha çok okuruz. Üzerine 2-3 gün konuşuruz.

Ve unuturuz.