KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ SUÇLU KURT MAĞDUR!

Birisinin  acısı  dinmeden başka bir çocuk katliamıyla sarsılan yüreklerimiz saldırıya, tecavüze kurban giden yavrularımız  için artık kesin,net çözümler istiyoruz;idam.

10 yaşındaki çocuğa tecavüz eden caniye iyi hal, çocuğa da tahrik etmiştir kararlarının çıktığı ülkemizde artık çocuklarımıza yıllardır anlattığımız ders verme  amaçlı  masallarımızın da içeriğini değiştirmeye başlayalım  güncelleyelim diyoruz.

Kırmızı başlıklı kızın babaannesini yemek üzereyken yakalanan kurt, tutuklanarak mahkemeye çıkarılır ve savunması istenir. Kurt olayı şöyle anlatır:

Her gün yaptığım gibi ormanı temizlemeye çıkmıştım. Orman benim evim, temiz tutmak da benim görevim. Derken bir kız beliriverdi. Kırmızı başlık ve peleriniyle çok şüpheli bir görünümü vardı. Kimin aklına gelir bu garip kıyafeti giymek. Belli ki kırmızı giyerek ormandaki hayvanları tahrik etmek istemişti.

Bir süre dikkatle izledim bu garip kızı. Elinde taşıdığı üzeri örtülü sepette kim bilir ne taşıyordu!.. Yürüyüşü bile normal değildi. Yanına yaklaşıp ne yaptığını sorunca bana” büyükannesinin evine gittiğini söyledi “ama gel de inan? Yine de bıraktım peşini kendi işime döndüm. Ama aklım o kıza takıldı bir kere… Bir gidip bakayım doğru mu söyledikleri dedim kendi kendime; gerçekten böyle bir büyükanne var mı? Siz olsaydınız gerçekliğini kontrol etmek istemez miydiniz? Orman benim evim. Ben hem ev sahibiyim, hem de diğer orman sakinlerine karşı sorumluyum. Neyse uzatmayayım… Gittim, baktım ve gerçekten bir büyükanne buldum. Sorduğumda“evet o küçük kız benim torunum” dedi. Ben de sorumlu bir kişi olarak; “bu küçük kız yabancılarla konuşulmayacağını öğrenmemiş daha. Hem de kırmızı giyiyor utanmadan! …” dedim. Büyükanne de ürperdi ve birlikte küçük kıza bir ders vermeye karar verdik. O yatağın altına saklandı, ben onun geceliğini giydim, başlığını taktım ve yatağına yattım. Küçük kız birazdan içeri girdi. Seslendi cevap verdim. Ne şaşkın bir çocuk !.. Beni büyükannesi sanıvermişti. Ben benim büyükannemi değil sesinden, kokusundan bile tanırım oysa ki. Kulaklarımın niçin büyük olduğunu sordu. Ne ayıp şey hiç  sorulur mu!… Yine de çocukluğuna verip yumuşak bir sesle cevapladım. “Seni iyi dinlemek için”… Ama bu   sefer kalkıp da burnumun niçin büyük olduğunu sormaz mı!.. Küçük kız hiç mi hiç terbiye almamış. Ben zaten burnumu kendime kompleks haline getirdim, özgüvenim sallantıda. Psikologlar, estetikçiler… Dünya para harcıyorum ama nafile. Yine  aldırmamaya  çalışırken bu sefer de ağzımın kocaman olduğunu   yüzüme  vurmaz mı! Kırmızı elbisesini de sallayıp duruyor.E bizde erkeğiz yani. O sinirle ayağa fırlayıp peşinde koşturmaya başladım. Birden ne olsa beğenirsiniz! Bir kocaman avcı elinde tüfek kapıdan dalıverdi. Beni “seni hain kurt, büyükanneyi    yedin değil mi?..”  diye  suçlamaz mı !.. Halbuki büyükannenin kılına bile dokunmadım. Oda saklandığı yerden çıkıp beni korumaya çalışmadı. Malum yaşlılık, kulakları iyi duymuyor. Avcı mahkeme yapmadan infaz kararımı verdi. Tabi ben de adalet bulamayacağımı, hatta canımı yitireceğimi anlayıp pencereden zor attım kendimi.Tam kaçıyorken kırmızı başlıklı kızında arkamdan geldiğini görünce..

 Geçirdiğim büyük korkunun,tahrikin  sarsıntısı yetmiyormuş gibi o gün bu gün ormanda bile yüzümü rahat gösteremez oldum. Adım haine çıktı. Yeter Artık ..

Ben Suçsuzum ..

 

TEBESSÜM

Adamın biri elinde antikayla yakalanmış hakim karşısına cıkmış. 

Hakim sormuş: 

 -Ne yapacaktın bunları?

 Adam:

- Hakim bey ben bu antikaları tarlamı sürerken buldum. Müzeye götürürken polisler yakaladı, vallahi suçum yoktur hakim bey. 

 Hakim:

 - Yahu kardeşim madem bunları tarlanda buldun müzeye verecektin, Hatay'da bulduğun malları niye İstanbul'daki müzeye vermek istedin!

 

GÜNÜN SÖZÜ

Budur cihanda benim en beğendiğim meslek,sözüm odun gibi olsun hakikat olsun tek..

M.Akif Ersoy