Verilerin ve örneklerin kadınları işsizliğe ya da esnek ve güvencesiz çalışmaya ittiğini belirten Karaca, iktidarın “aile yılı” ilanına da vurgu yaparak kadınların erkeklerle eşit çalışma koşullarında ve güvenceli çalışması için Bakanlığın ne tür çalışmaları olduğunun yanıtını istedi.
Kadınlar Yarı Zamanlı, Esnek Ve Güvencesiz Çalışmaya Mahkum
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşırken Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) “İstatistiklerle Kadın” 2023 verilerini yayımladı. EMEP Milletvekili Sevda Karaca kadınların çalışma hayatına katılmada erkeklerin çok gerisinde olduğunu, çocuk bakımının kadınlara yüklenmesi dolayısıyla esnek ve güvencesiz çalışmaya daha fazla itildiğini ortaya koyan verileri, yazılı soru önergesi ile meclis gündemine taşıdı.
Rapordaki Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçları 15 ve üzeri yaştaki nüfusun istihdam oranı kadınlarda yüzde 31,3, erkeklerde ise yüzde 65,7 olduğunu gösterdi. EMEP Milletvekili Karaca erkeklerin aksine kadınlarda eğitim düzeyi yükseldikçe işsizlik oranının da arttığını ifade ederek “Yarı zamanlı çalışanların istihdam içindeki oranı kadınlarda yüzde 16,1 iken erkeklerde yüzde 7,3 düzeyindedir ve bu başlıkta kadınların oranı yıllar içerisinde değişmemiştir. Bu durum kadınların esnek ve güvencesiz çalışmaya mahkum edildiğini gösterirken; iktidarınızın kapsamını genişletmeye çalıştığı esnek çalışma politikalarının kadınlara müjde değil, esaret olduğunu ortaya koymaktadır.” dedi.
Kadınlar Çocuklarını İşyerlerine Götürmek Zorunda
Verilerin cinsiyet eşitsizliğinin ücret farkına etkisini de ortaya koyduğunu belirten Karaca ayrıca hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki bireylerin istihdam oranının, kadınlarda yüzde 27,1 iken erkeklerde yüzde 90,1 olduğunu hatırlatarak “Çocuk bakımının ev içinde kadına yüklenmesi dolayısıyla çocuklu kadınların iş bulmada zorlanması, raporun ortaya koyduğu bir gerçektir. İş bulan kadınların da çocuklarını sıklıkla işyerlerine götürmek zorunda olduğu da bir gerçektir. Nitekim 4 Mart 2025’te TBMM’de düzenlediğimiz basın toplantısında İzmir Serbest Bölgede çalışan işçi kadınlar, zorunlu mesai dayatıldığında çocuklarını bırakacak yer bulamadıkları için çocuklarını işyerinin tehlikeli ortamında hiçbir güvenlik önlemi olmaksızın çocukların anneleriyle birlikte adeta hapsedilmektedir. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinden sağlık işçisi kadınlar, çocuklarını kreş yaşına gelene kadar yanlarında iş yerine götürmek zorunda kaldıklarını anlatmışlardır. Ayrıca ülkenin genelinde vardiyalı çalışan evli çiftlerin; vardiyalarını ve izinlerini çocuk bakımını gözetecek şekilde ayarlamak zorunda kaldıkları ve eşlerin birbirlerini göremedikleri yaygın bir yaşayış biçimine dönüşmüştür. Verilerin ve örneklerin otaya koyduğu üzere; iktidarınızın ‘aile yılı’ ilanı bir safsatadan ibarettir.” ifadelerine yer verdi.
Çocuklu kadınların iş bulmakta zorlanması, esnek ve güvencesiz çalışmaya itilmesi, erkeklere oranla daha az maaş almaları sonucunda; yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olduğunu kaydeden Karaca “18-64 yaş grubu oranlarına bakıldığında, yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında bulunan kadınların oranı yüzde 29,5, erkeklerin oranı yüzde 23,1 olarak belirlenmiştir.” dedi.
Kadınların Güvenceli İş Hakkı İçin Bakanlık Ne Yapıyor?
EMEP Milletvekilli Karaca, Bakan Işıkhan’dan şu soruların yanıtını istedi:
TÜİK verilerinin ortaya koyduğu üzere esnek ve güvencesiz çalışmaya ya da işsizliğe mahkum edilen kadınlara, güvenceli iş sağlamak üzere Bakanlığınızın ne tür çalışmaları bulunmaktadır?
Kadınların aynı pozisyonda aynı ve hatta daha fazla çalıştığı erkek çalışanlardan daha az ücret almasının önüne geçerek kadınların erkeklerle eşit koşullarda çalışması için iktidarınızın planları nelerdir?
Çocuk bakımı dolayısıyla istihdamdan kopan kadınların istihdama katılabilmesi için ve çalışma hayatına katıldığı taktirde çocuğunu yanında işe götürmek zorunda olan kadınların yaşadığı zorlukların giderilmesi için her işyerinde sağlıklı ve ücretsiz kreş açılmasının zorunlu olması gibi bir çalışmanız var mıdır?
Çocuklarını işe götürmek zorunda kalan, çocuğun bakımını yerine getirebilmek için anne ya da babanın çocuğun yanında kalabileceği şekilde vardiya ve izin ayarlayan işçilerin ailelerini göremediği gerçeği karşısında “aile yılı” ilanı tam olarak nereye denk düşmektedir?