'KALP SEVMEK ICIN ATAR'

Son zamanlarda gözlemlediğim  bir husus var ki üzerine yazmadan edemedim.

İnsanların yaptığı her işte art niyet arayan, kovucu ve nefret dolu bir kesim ki;

Dedikodu ile deşarj olan bu insan makinaları, dilleriyle  her yere zehir saçıyorlar.

Kalplerindeki nefret tohumlarını etrafa saçarken ,kendi bünyesinde filizlendirdikleri zehirli sarmaşıkları çepecevreleyıp, etrafa oksijen vermekten bahsederlerken  aksine zehirli hava sahası solunmasına sebep oluyorlar.

Sürekli başkalarıyla uğraşmak ve çamur atmak memleketimizin en keyifli bir eğlencesine dönüşmüş. Birilerinin mutsuzluğundan mutlu olan bazı ruhlar var ki, adeta havada ucan mutlu serce kuşunu dahi yakalasa, kanatlarını kopartıp, mutlu-umutlu uçmasın tesellisiyle mes'ut  olacak bir hale giriftar olmuş.

Topluluk öyle bir raddede  ki herkes birbirine nefret kusuyor. Kimse kimsenin hayat felsefesine, yaşam tarzına ve fikriyatına  saygı duymuyor. Açık ve net sözlülüğü 'üslubu bozmak' anlamış ,ağzına her geleni söylemeyi bir erdem saymaya başlamış  kimseler, şüphesiz saygın kimse oldukları hususunda kendi kendilerini nasılda kandırıyorlar. Onlar kendilerini kandıra dursun biz de güle duralım.

Saygı sınırlarını aşan birbiriyle uğraşmaktan ve didişmekten öte geçemeyenler, şahsiyetlerini ilerletemez ve  geliştiremezler.

Bazılarının  birilerine merakı aver olup ona musallat olarak yaşamının her dakikasına muhbıratlık görevini üstlenmek ne çekici gelir.

Neden? Çünkü açık arama, kusur bulma zevki içinde bir yasam sürüyordur.

İnsanların kusuruyla, aileleriyle, hayatlarıyla, kılık kıyafetleri ile ilgilenmek onda bir karaktere dönüşmüştür.

Açık bir kadının kötü bir kimse  olmayacağı gibi kapalı gezen kadının da dini değerler noktasında prim toplayan bir kimse olduğu ve örtüsünü siyasete mal ettiği anlamına gelmez.

Namaz kılmayan kimsenin kafir olmadığı gibi, namaz kılanın ise din istismarı yaptığı ve namazı kullandığı anlamına gelmez.

Son zamanlarda yaşamış olduğumuz doğal afetlerde, depremzedelere yardım ulaştıranlara prim yapıyor diye nara atanlar;

'Hayırda yarışınız' hadisi serıfı diğer hadisler gibi ne yüce! 

'Hacca giderek Arapları kazandırıyor işleri güçleri dalavere' diyerek en önemli farizayı yok sayan kimselerin bazen ne Müslüman olduklarını veya ne de komünizme geçiş yapamadıklarını;

ortada, arafta bir yer de ayağından asılan koyun gibi sallanıp durduklarını düşünüyorum. Hem Allah'ın varlığını kabul et, hem ayetlerin bir kısmını mantıklı, işine gelmeyen diğer bir kısmını ise sallayıp topallayarak yaşa gitsin hesabı. Ne istediğini bilmeyen bir psikolojide kıvran dur!!!

Elbette fikirlerimizi ifade etmekte  özgür olmalıyız, fakat saygı çerçevesinde hoşgörü süzgecinden geçirerek, ön yargılara yenik düşmeden. Ve Kalplerimizde nefret tohumlarını yeşertmeden, zira kalpler sevmeye, muhabbete layıklar.

SEVGILERLE...