Dolaşımın beyni, temel yapıtaşı ve olmazsa olmazı kalp, içinde birçok ritmi barındıran karmaşık bir organdır.
Her insanın kalbinin kendi yumruğu kadar olduğu söylenir. Kalbin büyüklüğüyse her zaman daha fazla kan pompalaması anlamına gelmez.
Kalbin görevini sağlıkla yerine getirmesi için kasılmanın meydana geldiği noktacıklardan atımın tam ve kaliteli alınması gerekir. Kalbin kasılması için tetik noktadan küçük bir kıvılcım berilmesi şarttır. Bu atım yayılarak tüm kalbi kasar.
Kalp tek odacıktan oluşmadığı için bu kasılma da tek hamlede oluşmaz. Kalbin kirli ve temiz kanı depolayan , daha doğrusu ihtiva eden sol ve sağ bölmeleri ayrı zamanlarda kasılırlar. Bu kasılmaların aralıksız ve ritmik olması gerekir. Aksi taktirde vücudun periferik alanlarında kan göllenmesi oluşur.
Kalp kapasitesi kişiden kişiye çok farklılık gösterir. Kalbin kasılma gücü ve hacminin bir sonucu olan 'kardiak output' sporcu kişilerle sedanter ( dinlenin pozisyonunda yaşam) kişiler arasındaki fark litre bazında alabildiğine yüksektir. Kalbin gücü dakikada pompaladığı kan miktarıyla ölçülür. Bunun yüksek olması, bir kasılmayla vücuda daha çok kan gönderdiği anlamına gelir. Bu ise kas kuvvetiyle doğru orantılıdır. Kalbi daha geniş olan bir insanın kalp kası yeterince gelişmiş değilse, boyutu kendine göre küçük olan bir kalbe göre daha zayıf demektir.
Kalbi besleyen koroner damarlarda ve vücuda pompalanan kanı taşıyan arterlerde bir tıkanma oluşmazsa kalp sağlığı kolu kolay bozulmaz.
Kalbin büyüklüğü ve gücü elimizde olmasa da sağlığını korumak elimizde. Damar ve kan yapımızı bozacak yanlış beslenmelerden uzak durarak dahi büyük ölçüde yol kat edilebilir.