Öğretmenlerimizi, bakkalda, markette satılan ürünlerle karşılaştırmak gibi bir hadsizlik yapmak değil, amacım.
Sunulan eğitim hizmeti, para ile alınıp satılan bir ticari ürüne dönüştüğüne göre, bu ürünün ana malzemesi öğretmenlerin durumunu bir de bu şekilde anlatayım istedim.
Tekrar öğretmenlerimizden özür diliyorum…
**
Arabesk kültürüne teslim olduk
Devasa binalarımız olsun…
En büyük camiyi biz yapalım…
En büyük stadyum bizde olsun…
İtibardan tasarruf olmaz diye yola çıktık.
Nicelik olarak devasa,
Nitelik olarak, içerik olarak fukara gayrimenkullere sahip olduk.
**
Binalara yaptığımız yatırımı, hiçbir zaman içerisindeki değerlere yapamadık.
Koca stadyumlar yaptık. Ama izlemeye gelen seyirci sayımız, takımlarımızın oynadığı futbol, ufacık kaldı.
En büyük camileri yaptık, içini dolduramadık.
Evet; insanı, insan faktörünü unuttuk
İtibarımızı oda sayıları ile tarif eder olduk.
Öyle bir noktaya geldik ki bu özel sektöre de sirayet etti.
Dekorasyonuna yüzbinler harcanan restoranlarda, tatlıcılarda, lezzete hasret kaldık. Yediğimize değil, mekana bedel öder hale geldik.
**
Eğitimde de aynı durumu yaşıyoruz.
Devlet, yüzde 65 zam sınırlaması ile veliyi memnun ettiği düşüncesinde.
İşletme sahipleri (Eğitimci diyemiyorum); kira, enerji gibi maliyetler nedeniyle kazanamadıklarından yakınıyor. “Nereden tasarruf yaparım” arayışındalar.
Devasa binalar, spor salonları, okul kampüsleri ile velinin gözünü boyayacak yatırımlar yapan işletmeci, tasarrufu ana malzemeden yapıyor maalesef. Yani öğretmenlerden…
Özel okullarda asgari ücretle, hatta altında çalışan öğretmenler, hiç kimsenin umurunda değil.
**
Hadi Gaziantep’ten örneklendirelim;
Baklavanın maliyetini düşürmek için fıstık miktarını düşüren satıcıya, tepki gösteriyor da veli, çocuğuna eğitim veren öğretmenin durumu, umurunda bile olmuyor.
Satıcıya, “Baklavanın kutusunun ağırlığını sattığın ürüne dahil edemezsin.” diyor da, “Eğitimciye bu maaşı veremezsin.” diyemiyor yetkililer…
Yüzde 65’i belirledik. Mutlu olsun veli. Tartıdan(öğretmenden) keserek, idare etsin işletmeci…
**
İyi baklava, kaliteli boz fıstıktan yapılır, değil mi? Gösterişli kutuya konulsa da anlarsınız fıstığının, yağının kalitesini.
Eğitimdeki fıstıktır, yağdır, şekerdir öğretmenler…
Kalitesiz baklava, belki yediğiniz gün midenizde sıkıntı yaratır.
Ama kaliteli bir eğitim sistemi olmayan toplumlar, yıllarca ve birlikte çekerler bunun acısını.