KALEM SAVAŞLARI

Bizim mahalle

Gazetecilik zor ve meşakkatli bir meslek olduğu kadar, insanların güncel ve doğru haber almasını sağlaması bakımından gazeteciler oldukça ulvi bir görev üstlenmektedir.

Tabi ki sözüm, mesleğini hakkı ile yerine getiren ahlaklı gazeteciler için geçerli.

Gazete köşe yazarlığı ise doğru bildiğiniz, hak ve adaletten yana tüm fikirlerinizi hür ve adaletli bir kalem olarak, doğru şekilde yazma işidir.

Günümüzde bunu kaç gazete köşe yazarı başarabiliyor, o ayrı bir tartışma konusu.

Şimdilik bu konuya girmek istemiyorum.

Zaman ve gelecek günler ne gösterir bilemem.

Siz fikirlerinizi adaletten yana, doğru olarak yazarken, tabi ki kimlere kimlere rahatsızlık verirsiniz, kaç arı kovanına çomak sokmuş olursunuz, kimlerin rahatını ve huzurunu bozmuş olursunuz, o hiç belli olmaz.

Rahatsızlık duyanlar, hiç umulmadık yerlerden, hiç hesapta olmayan kişilerden de çıkabilir.

Hatta bazen kendi mahallenizden bile yazdıklarınızdan rahatsızlık duyanlar olabilir...

Siz; adalet derseniz…

Hak, hukuk ve liyakat derseniz...

Torpil var derseniz...

Kimseden ses çıkmaz.

Bir de bakarsınız, ses bizim mahalleden, çaktırmadan, inceden inceye, alttan alta çıkmaya başlamıştır.

Tabi ki durduk yere tüm bu rahatsızlıklar olmuyor. Birileri rahatsız oluyorsa, bilin ki, orada büyük bir başarı, büyük bir ilerleme vardır.

Torpil gibi, elbette başarı da tesadüf değildir.

Torpilli kişiyi genelde tesadüf gibi lanse ederler, yani “Ani karar verdik, mecbur kaldık” izlenimi ortaya koymaya çalışırlar.

Halbuki aylar öncesinden o torpilli isim bellidir, tesadüf değildir.

Hatta üzerinde ince ve ayrıntılı hesaplar yapılır.

Başarı da öyle.

Yıllarca emek vererek kazanılmış bir haktır, asla tesadüf ile başarı elde edilmez.

Tesadüf ile elde edilmiş bir başarı olmuş olsa, onun adı başarı olmaz.

Olsa olsa, tesadüf olur.

İLERLEMENİN GERÇEK ADI BAŞARIDIR

Bir kişide başarı ve başarılar zinciri varsa, o kişi zaten durmadan ilerler, büyük bir cesaret ile başarılar zincirine her gün bir yeni halka daha eklemeye devam eder.

Başarılı kişi, hiç durmadan, nefeslenmeden koşmaz.

Aklı başında hareket eder.

Çünkü, sürekli daldan dalla atlamak başarı değildir.

Sürekli aynı yerde durmak başarıyı geriye götürür. İlerlemeyi bilen kişi; nerede durup nerede yürüyeceğini, nerede de koşacağını bilen kişidir.

Başarı öyle ha diyince olmaz.

Azim, kararlılık ve sonuna kadar verilen bir mücadelenin eseri olarak ortaya çıkar.

ÜSTADLAR NE ESKİMİŞ, NE DE ESKİDE KALMIŞTIR

Üstadlar kendi zamanlarında değerli olduğu kadar, günümüzde değerlerinin daha çok anlaşılmış olduğunu ve gelecek nesillerin ise üstadların değerini daha fazla anlayacaklarını düşünüyorum.

DEVAMI YARIN…