O zaman, “Ne istiyorsunuz kadınlardan?” diye soralım: Ne istiyorsunuz bu kadınlardan? Onları baskı altında tutmak, özgürlüklerini kısıtlamak mı? Eğitilmiş, kafası çalışan, güçlü, özgür düşünen kadınları sindiremeyince, ödünüz mü patlıyor? O zaman sorun kendinizdedir! Çünkü bir toplumun geleceği, o toplumun kadınlarının toplumdaki rolüyle doğru orantılıdır. Kadınlar, ellerindeki fırsatlarla, aldıkları eğitimle, topluma en üst seviyede katkı sağlayacak kapasiteye sahiptirler. Eğer bunu kabullenemiyorsanız, o zaman gerçekten korkan sizsiniz.
Mustafa Kemal'in Askerleri, Kadın Teğmenler ve Cumhuriyet’in Geleceği
“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” demek, sadece bir siyasi söylem değil, bir Cumhuriyet değerine sahip çıkmak demektir. Eğer bir kadın, bir teğmen, bu değeri sahipleniyorsa, onu engellemeye çalışanların aslında kendi kimliklerini sorgulamaları gerek. Çünkü bu tür kadınlar, sadece bir askeri üniforma giymiyorlar, aynı zamanda Cumhuriyet’in temel taşlarını da omuzlarında taşıyorlar. Ve işte burada, Cumhuriyet’in kazanımları ve Atatürk’ün açtığı yolda ilerleyen bu kadınların, bugün hala baskı altında kalmaları, bir geriye gidişin, bir zihniyetin esiri olmanın göstergesidir.
Ama şunu unutmayın: Kadınlar bu mücadelede yalnız değiller. Bu toplumun en büyük gücü, eğitimli, özgür, güçlü kadınlarla şekillenecektir. Ve bir kadın teğmenin “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” demesi, topluma kazandıracağı en büyük değerlerden birisidir. Onlar sindirilmek yerine, büyütülmeli ve cesaretlendirilmelidir.
Sonuç olarak, “Kadınların haklarını koruyun, onları sindirmeyin!” demek istiyorum. O kadınlar, tıpkı Mustafa Kemal’in askerleri gibi, hepimiz için bir umut kaynağıdır. Onların korkusuzca ilerleyişi, toplumun en önemli devrimlerinden biridir. O yüzden ödünüz patlamasın, çünkü kadınlar her alanda yerini alacak. Ve bunu engellemeye çalışan herkes, zamanla tarihin çöplüğüne gömülecek.