Karaca “Öğrencilerin, cinsel suçlar işleyen akademisyenlerden arındırılmış, güvenli bir yaşam ve kampüs için yürüttükleri çalışmalara ket vurarak üzerlerinde baskı kurmak; hak talep ettikleri için öğrencilerin soruşturma tehdidi ile karşı karşıya bırakmak tacizcilerin korunmasından başka bir şey değildir. Korunan faillerin ise buradan aldıkları güçle suç işlemeye devam etmelerinin sorumluluğu, tacizcileri koruyan yönetim anlayışında olacaktır.” dedi. 

Cinsel Suçtan Hüküm Giyen Akademisyen Görev Başında

Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde görev yapan Prof. Dr. Zeki Eralp Buduneli, 2019 senesinde 10 öğrenciyi ders saatleri içerisinde sözlü ve fiziksel olarak taciz etmiş, öğrencilerin şikayeti üzerine Buduneli hakkında “Sarkıntılık düzeyinde cinsel saldırı”, “Cinsel Taciz”, “Hakaret” ve “Tehdit” suçlarından dava açılmıştı. Dava neticesinde Buduneli’nin 4 öğrenciye “sarkıntılık düzeyinde cinsel saldırı” suçundan toplamda 10 yıl hapis cezası ve para cezasına çarptırıldığını ve memuriyetten men edildiğini belirten Karaca, bu karara rağmen tacizci akademisyenin Kasım 2024’te yeniden derslere girmeye başladığını belirterek Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e “Prof. Dr. Zeki Eralp Buduneli’nin cinsel suçlardan aldığı 10 yılı aşkın hapis cezası ve memuriyetten men kararlarına karşın göreve devam etmesi nasıl olanaklı olmuştur?” diye sordu. 

99 öğrencinin tacizci akademisyenin dersine girmesini istemeyen ve “kendilerini güvende hissetmediklerini” belirten bir dilekçeyi dekanlığa sunduğunu aktaran Karaca, “Dekanlık, öğrencilerin kaygılarını giderip güvenlerini sağlamak yerine “akademisyeni ve dekanlığı zan altında bırakma’ gerekçesiyle öğrenciler hakkında soruşturma başlatmıştır. Öğrencilere soruşturma başlatan Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Dekanlığı hakkında bir işlem yapacak mısınız? Öğrencilere başlatılan soruşturmanın kapatılması için ne tür adımlar atacaksınız?” sorularını sordu. 

Tacizciyi Değil, Öğrenciyi Engellediler

Geçtiğimiz yıl Ocak ayında Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Akademisyeni M.B’nin kadın öğrencileri sözlü ve fiziksel taciz etmesi üzerine tacize uğrayan öğrencilerin dekanlığa dilekçe sunduğunu belirten Karaca “Aradan geçen 1 yıl içerisinde Dekanlık herhangi bir adım atmamış ve öğrencilere açıklama yapmamıştır. M.B’nin kadın öğrencileri taciz ettiği sabitken bu kişi hakkında yapılan şikayete karşın 1 yıldır bir netice alınamamasının gerekçesi nedir? Tacizci M.B hangi gerekçeyle kimler tarafından korunmaktadır?” diyerek şeffaflık çağrısında bulundu. 

Dekanlığın suskunluğuna karşı üniversitenin topluluklarının basın açıklaması yapmak istediğinin özel güvenlik ve çevik kuvvet tarafından engellendiğini ifade eden Karaca “Öğrencilerin topluluklarının kapatılması tehdidinde bulunulmuş ve ayrıca öğrencilere ‘siz zaten mezun olup gideceksiniz, peşinde düşmeyin’ şeklinde telkinde bulunulmuştur.” Diyerek Bakan Tekin’e “Bu sözlerden haberdar mısınız? ” sözlerinden haberdar mısınız? Bir suçu örtbas etmek anlamı taşıyan bu telkinlere ilişkin yönetim hakkında işlem başlatacak mısınız?” diye sordu. 

Öğrencilerin “Güvenli Yaşam, Güvenli Kampüs” Kampanyasına Destek

Yaptığı yazılı açıklamada her iki üniversitede de öğrencilerin, "Güvenli Yaşam Güvenli Kampüs" talebiyle kampanya başlattığını belirten Karaca “Üniversitelerde kadın öğrenciler ve hatta kadın akademisyenler güvende değil. Öğrencilerin, cinsel suçlar işleyen akademisyenlerden arındırılmış, güvenli bir yaşam ve kampüs için yürüttükleri çalışmalara ket vurarak üzerlerinde baskı kurmak; hak talep ettikleri için öğrencilerin soruşturma tehdidi ile karşı karşıya bırakmak tacizcilerin korunmasından başka bir şey değil. Korunan faillerin ise buradan aldıkları güçle suç işlemeye devam etmelerinin sorumluluğu, tacizcileri koruyan yönetim anlayışındadır. Öğrenciler okullarında cinsel tacizin önlenmesini istiyor. Dokuz Eylül üniversitesi öğrencileri üniversitede Cinsel Tacizi Önleme Birimi kurulması için imza kampanyası başlattı, Ege Üniversitesi öğrencileri de atıl durumda olan Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Destekleme ve Cinsel Taciz Önleme Birimini Yürütme Kurulunun etkin hale getirilmesini talep ediyor. Öğrencilerin mücadelesinin yanındayız” dedi. 

EMEP Milletvekili Karaca, Bakan Tekin’den şu soruların yanıtını istedi: 

Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde görev yapan Prof. Dr. Zeki Eralp Buduneli’nin cinsel suçlardan aldığı 10 yılı aşkın hapis cezası ve memuriyetten men kararlarına karşın göreve devam etmesi nasıl olanaklı olmuştur? 

Cinsel suçlardan hüküm giydiği sabit olan bir kişiyi derste görmek istemeyen 99 öğrencinin “kendimizi güvende hissetmiyoruz” beyanına karşı öğrencilere soruşturma başlatan Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Dekanlığı hakkında bir işlem yapacak mısınız? Öğrencilere başlatılan soruşturmanın kapatılması için ne tür adımlar atacaksınız? 

Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Akademisyeni M.B’nin kadın öğrencileri taciz ettiği sabitken bu kişi hakkında yapılan şikayete karşın 1 yıldır bir netice alınamamasının gerekçesi nedir? Tacizci M.B hangi gerekçeyle kimler tarafından korunmaktadır? 

Tacizci M.B’nin öğrencilere karşı işlediği suçlara ilişkin şikayet dilekçesini alan yönetim, öğrencilerin maruz kaldığı fiiller nedeniyle adli makamlar başvuru yapmış mıdır? 

Cinsel suçlar hakkında yapılan şikayetlere ilişkin adli soruşturmaların, şikayetçi öğrencilerin de bilgisinin olacağı şekilde şeffaf yürütülmemesinin sebebi nedir? Şikayetçi öğrencilere neden resmi bilgi verilmemektedir? 

Huzur ve güven için tüm gücümüzle çalışıyoruz Huzur ve güven için tüm gücümüzle çalışıyoruz

Şikayetlerinin sonucunu öğrenmek isteyen öğrencilere Dokuz Eylül Üniversitesi yönetiminin “zaten mezun olup gideceksiniz, peşini bırakın” sözlerinden haberdar mısınız? Bir suçu örtbas etmek anlamı taşıyan bu telkinlere ilişkin yönetim hakkında işlem başlatacak mısınız? 

Kadın öğrenci ve akademisyenlerin üniversitelerde sıklıkla cinsel suçlara maruz kaldığı gerçeği karşısında, suçların önlenmesi ve kadınlar için güvenli kampüslerin oluşturulması için ne tür önlemler almaktasınız? 

2015-2025 yılları arasında, kaç üniversite öğrencisi cinsel suçlar sebebiyle üniversite yönetimlerine yahut sair kurumlara başvurmuştur? Bu başvuruların neticesi ne olmuştur? 

Üniversitelerin tamamında, öğrencilerin de söz sahibi olacağı şekilde cinsel suçları önlemeye dönük kurul ya da birimler oluşturulması konusunda ne tür adımlar atmaktasınız? 

Editör: Samet Koçum