İYİYİM SEN?

Gün içerisinde biriyle konuşmaya başlarken en çok sorulan soru ‘Nasılsın?’, ‘Ne var, ne yok?’ diye gider. Peki, bizim verdiğimiz cevap neden hep aynı? Biliyorsunuz işte;  ‘İyiyim sen?’ diyoruz çoğumuz.

Peki, gerçekten iyi misin? Hayır değilsin. Aslında bence bu, kaçamak bir cevap. Bu cevabı veren kişi, genel de, ya seni geçiştirmek için böyle söylüyor, ya da gerçekten açıklama yapmak istemiyor. ‘İyi işte ya ne olsun…’ deyip geçiyoruz çoğu zaman…

İnsanlar da artık kalıplaşmış bir cevap haline gelmiş. Kötü de gözükse ‘iyiyim’ diyecek. Zaten, kötüyüm demeye de çekiniyoruz. Çünkü ardından ‘ne oldu?’ diye, soru geleceğini biliyoruz. Açıklama yapmaktansa, ‘iyiyim’ deyip geçiştirip, ardından ‘sen?’ ekleyiveriyoruz. Basit ve kolay işte.

Aslında insancıl açıdan bakacak olursak, kolayı seviyoruz diyebilirim. Bu yüzden çok fazla kalıplaşmış cümlelerimiz, atasözlerimiz, deyimlerimiz ve aramızda geçen espriler neticesinde bazı kelimeler var.  Yani bir olayı bile ona uygun, kısa bir cümleyle özetleyebiliriz. Kısa, öz, yorulmadan…

Hayatta bazen böyledir. Uzun uzun cümleler kuracağımıza, kısa cümlelerle zaten istediğimiz şeyi anlatabiliriz. Gerisi kendini yormaktan ibaret... Bunu, hayatta da uygulamak gerek. Yolumuzu uzatmadan, kısa yoldan gitmeye bakmalı. Çünkü bazen aynı şeyi kendini yormadan da yapabilirsin. Bir de şöyle bir şey, kanaatimce; bir şey için yorulmayı göze aldığında çok da yormuyor. Ama ne zaman ki göze almazsan, daha çok yoruyor… O yüzden kısa yoldan, uzun yollar kat edebileceğimizi unutmamalı ve bazı şeyleri göze almaktan çekinmemelidir insan….