Yasanın “Uyuşmazlık hali” başlıklı bölümünde yer alan 33.maddede ise “Toplu sözleşme görüşme süreci sonunda toplu sözleşme imzalanamaması halinde, üzerinde uzlaşılan ve uzlaşılamayan konuları içeren toplantı tutanağı, tutanağın kamu görevlilerinin geneline
yönelik bölümü Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti Başkanı ve hizmet kollarına yönelik bölümleri ilgili sendika temsilcisi ile Kamu İşveren Heyeti Başkanı tarafından imzalanır.
Toplu sözleşme görüşmelerinin uzlaşmazlıkla sonuçlanması ve toplantı tutanağı imzalanamaması halinde Devlet Personel Başkanlığı tarafından görüşmelerin uzlaşmazlıkla sonuçlandığına dair tespit tutanağı tutulur. Toplantı tutanağı imzalanmasından veya görüşmelerin uzlaşmazlıkla sonuçlandığının tespit tutanağı ile belirlenmesinden itibaren üç işgünü içerisinde sözleşmenin ilgili bölümlerini imzalamaya yetkili olanlar tarafından imzalamaya yetkili oldukları bölümler için Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurulabilir.
Toplu sözleşme kapsamına girmeyen konulara ilişkin olarak Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurulamaz.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükümlere göre 2014-2015 yılı toplu sözleşme görüşmeleri, kültür-sanat işkolunun özel durumu hariç, anlaşmayla sonuçlanmıştır. Kültür-sanat işkolunda yetkili sendika olan Kültür-Sanat Sen, anlaşmayı imzalamamıştır. Ağustos ayı sonuna kadar herhangi bir anlaşma sağlanamazsa, hakem kuruluna başvuru yapılabilecektir.
İmzalanan toplu sözleşmenin, yasal anlamda bir eksikliği yoktur. Memurlar adına, heyet başkanı ve yetkili işkollarında 10 yetkili sendika başkanı sözleşmeyi imzalamıştır.
Burada sorun yoktur. Sorun, imzalanan toplu sözleşmenin içeriğinden ziyade, 4688 sayılı yasanın hüküm altına aldığı toplu sözleşme düzeninin, toplu sözleşme olup olmadığıdır.
Örneğin ülkemizde işçiler ile özel ve kamu olmak üzere, işverenlerle imzalanan toplu sözleşme düzeninde, evrensel anlamda toplu sözleşme düzeni uygulanmaktadır. Bu sisteme göre özetle; her işkolunda yetkili sendika ve konfederasyon, işverenle toplu sözleşme görüşmeleri yapar, anlaşma olursa imza altına alınır, anlaşma olmazsa işçiler grev yoluna gider. Grev sonunda tekrar anlaşma olabilir ya da olmayabilir. İmzalanan anlaşmadan sadece imza yetkisine sahip sendikanın üyeleri yararlanır. O işkolundaki başka sendikaların üyelerinin ve üye olmayanların, sözleşmeden yararlanmasının koşulu, yetkili sendikaya “dayanışma aidatı” ödemektir. (Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, 39.madde)
657 sayılı DMK kapsamındaki memurları ve emeklilerini ilgilendiren, toplu sözleşme düzenini, işçileri ilgilendiren Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi düzeni ile karşılaştırırsak; başta, grev hakkı olmayan bir toplu sözleşme düzeniyle karşı karşıya olduğumuz, yetkili konfederasyon ve yetkili işkolu sendikalarının tek belirleyici olduğu, yetkili sendikaların imzaladığı toplu sözleşmenin bütün memur ve emeklileri kapsadığı, sendikal kazanımlar olduğunda, bu kazanımlardan üye olmayan, çalışma yapmayan, hiçbir aidat ödemeyen, memurların da, üye olanların emeklerine saygısız bir şekilde yararlandığı, bir toplu sözleşme düzeniyle karşı karşıya olduğumuzu görürüz.
2014-2015 yılı toplu sözleşmelerinin içeriğinin, müjde olup-olmaması bir yana, yasanın getirdiği düzenin kendisinin, evrensel anlamda toplu sözleşme olup-olmadığı ile maluldür.