İlk Kız Rüştiyesi Ne Zaman Açıldı?

Osmanlı Devleti’nde 18. Yüzyılın sonlarından itibaren başlayan eğitimdeki gelişmeler ve okullaşma çabalarının gerisinde kapitalistleşen birçok ülkede olduğu gibi modernleşme, sosyal disiplini sağlama ve emeğin yeniden üretimi gibi saikler vardı.

Bu bağlamda, eğitimde erkek çocuklara dair gelişmelerin yanı sıra kız çocuklarına yönelik gelişmeler Tanzimat Dönemi’nden itibaren çok gecikmeden yürürlüğe konulmuştur.

Bu gelişmelere kadar kadınlar, sadece sıbyan mekteplerinden yararlanabilmekte, daha fazla bir eğitime ihtiyaç duyulmamaktaydı. İdareci ve aydın kesimden kimselerin kızları, ailelerinin desteği ile özel dersler alabilmekteydi.

Tanzimat'la birlikte hem Batı'nın etkisi, hem de kapitalistleşme-modernleşmenin etkisi, eğitim alanında da boy vermeye başlamıştır. Fransa'nın Duruy Kanunundan yararlanılarak hazırlanan 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnâmesi ile kızlar için öğretmen okulu açılması ve rüştiye sayısının artırılması kararlaştırılmış, kadınların sağlığı düşünülerek ebe mektebi açılmıştı. Devlet eliyle gerçekleştirilen bu düzenlemelerle kadınların kültürel bakımdan geliştirilmesine çalışılmıştır.

Bu anlamda, kızlara yönelik olarak orta öğretim imkânı ilk kez Tanzimat Dönemi’nde sağlanmıştır. İlk kız rüştiyesi 6 Ocak 1859 tarihinde İstanbul'un Sultan Ahmet semtinde açılmıştır. 1869 Nizamnâmesi kız rüştiyeleri ile ilgili olarak bazı esaslar getirmiştir. Buna göre büyük şehirlerde hane sayısının beş yüzü aşması halinde, dinî nüfus göz önüne alınarak, Müslüman veya Hristiyan rüştiyeleri açılabilecektir. Öğretmenler kadın olacak, öğretmen açığı olduğu takdirde yaşlı ve bilgili erkek hocalardan yararlanılabilecektir.

İlk kız rüştiyesinin açıldığı 1859 tarihinde İstanbul'da on üç erkek rüştiyesi vardı. Erkek rüştiyelerindeki öğretmen sayısı bir-altı arasında değişirken, ilk açılan kız rüştiyesinin öğretim kadrosunda ikisi erkek, biri nakış hocası hanım olmak üzere toplam üç öğretmen vardı. Kız okullarının ders programlarında din bilgisi, ahlâk, nâfi'a bilgisi, Osmanlıca, hesap, sülüs ve rık'a, Arapça, Farsça, imlâ, tarih, coğrafya, hıyâtet (terzilik) ve nakış gibi dersler bulunmaktaydı.

Devletin, kadınların eğitimine giderek daha fazla destek vermesinin nedenleri arasında kadınlara dini ve dünyevi bilgilerin verilmesi, ev işlerinde daha ehil olmalarının sağlanması ve iffetlerini korumayı öğrenmeleri olarak açıklanabilir. Bu konuda Sadık Rıfat Paşa, kız çocuklarına iyi terbiye verilmesi gerektiğini, ana kucağının insanın ilk başlangıç okulu olduğunu vurgulamıştır.

Öte yandan, kadınların eğitimiyle ilgili bu gelişmelerin, nüfus politikaları, ‘Osmanlı annesi’ yaratılması ve kadınların kamusal hayata katılmalarıyla da doğrudan ilgisi vardır.

Kaynaklar

Benjamin C. Fortna. Mekteb-i Humayun

Selçuk Akşin Somel. Osmanlı’da Eğitimin Modernleşmesi.

Şefika Kurnaz. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Kadınların Eğitimi.