İBİŞ İLE MEMİŞ (Kefen Parası)



            -İbiş yaşın 65 değil miydi senin?

            -Hayda Memiş! Ben kısa pantolonla gezerken sen geçirmeli aşık oynardın. Aramızda en az on yaş fark.

            -Demek öyle.

            -Sen yaşı başı bırak; korona mı morona mı nedir, sen ona kafanı yor?

            -Neden ki?

            -Dinle, anlatayım. Yedekleme diye bir şey var. Herhalde biliyorsun?

            -Nedir ki o?

            -Eskiden yaşlı kadınlarımız kollarında, birazda kalınca altın bilezik taşırlardı.

            -Doğru.

            -Zaman gelir ihtiyaçları olur, dara düştükleri de olurdu; ama o bileziği bozdurmazlardı. O bileziği “Kefen Parası” olarak saklarlardı.

            -İbiş kardeş, bazı kimseler de belirli bir parayı, üzerlerinde gizli bir yerde muhafaza ederlerdi. O paraya hiç dokunmaz, çok sıkıştıkları zaman kullanmak üzere ellerini sürmezlerdi. Sana başımdan geçen bir olayı anlatayım. Evlenip ve balayına gitmiştik. İstanbul, Bursa gezip dolandık. Ağabeyim İskenderun’a uğramamızı, oradan da Gaziantep’e dönmemizi istemişti. Dediğini yaptık; İskenderun’a geldik. Bir hafta kadar kaldık. Cebimde bir kuruş kalmamıştı. Ağabeyimden değil kimseden borç istemek adetim değil. O günlerde İskenderun-Gaziantep arası dolmuş taksiler çalışırdı. Biri ile anlaştım; Gaziantep’e varınca parayı orada ödemek üzere. Ben de yedek bir para gizleyebilseydim, başıma böyle bir şey gelmezdi.

            -Ya Memiş, ülkeler de belli bir parayı muhafaza eder ki, ani çıkacak gideri karşılayabilsinler diye.

            -Tabi.

            -Tabi de bak şimdi Memiş. Bizi yönetenler ileriyi düşünmeden bütün paraları tasarruf dahi etmeden harcadılar. Şu melanet koronavirüs ülkelerin çok paraya ihtiyaçları olacağını gösteriyor. Kimi ülkeler sokağa çıkma yasağı korken vatandaşlarına maddi yardımda bulunuyor. Kimi ülkeler sokağa çıkma yasağı dolayısıyla çalışanların aylıklarının %70’ini ödüyor. Sözün özü vatandaşlarını darda bırakmıyor?

            -Peki biz de?

            -Dedim ya, tasarruf etmeden, kara günleri düşünmeden, paralar sarf edildi. Şimdi bu mikrobun etkilerini yok edecek, vatandaşları besleyecek, onlara maddi yardımda bulunacak para var mı yok mu bilmiyorum.  Ama sıkıntıya düşüleceği, gün gibi orta da.

            -Deme yahu!?

            -Bunun dememesi memmesi yok. Dur bakalım; neler göreceğiz.

            -Git Allah’ını seversen yahu! Git’ Moralımı bozdun.

            -Ben niye bozayım moralini. Görülen köy, kılavuz istemez.

            -Sabah sabah! Hadi bana eyvallh.

            -Selametle Memiş kardeş, selametle.

 

                                                                                              Orhan YALKIN